OBAMA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OBAMA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2016 Perşembe

OBAMA, MÜSLÜMANMIŞ!!!


OBAMA, MÜSLÜMANMIŞ!!!



Yayin Tarihi 19 Mart, 2010
Kategori SİYASİ

Obama’nın,
Müslüman olduğunun belgesi
Aşırı muhafazakar Hıristiyanlar ve ırkçı gruplar, onun gizli Müslüman olduğunu öne sürüyordu,
image00114.jpg












Bu iddialara konu olan o belgede neler var? İşte cevabı:
Obama, iki yıl önce ABD’nin ilk siyahi başkanı olduğunda aşırı muhafazakar Hıristiyanlar ve ırkçı gruplar, onun gizli Müslüman olduğunu öne sürüyordu. Buna gerekçe olarak da adını aldığı Kenyalı babasının da Müslüman olmasını, Obama’nın diğer başkanlar gibi sık sık kiliseye gitmemesini ve konuşmalarında Hıristiyanlığa atıflarda bulunmamasını gösteriyordu. Son 1 yılda azalan bu tartışmalar, Obama’nın dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi olan Endonezya’ya ziyareti öncesinde tekrar başladı. Buna neden olan şey ise başkent Cakarta’daki bir okul kayıt kitabı,
Obama, annesi Ann Durham’ın, Kenyalı babası Barack Obama’dan boşanıp, Endonezyalı Lolo Soetoro ile evlenince 6-10 yaşları arasında 4 yıl bu ülkede yaşadı. Bu sırada Cakarta’da 1968-1970 arası Aziz Francis Katolik Okulu’na devam ederken Barry Soetoro ismini kullandı. 
Obama babası ve üvey babasının Müslüman olduğunu ancak kendisinin Hawai’deki dedesi ile anneannesi tarafından Hıristiyan olarak yetiştirildiğini söylese de bu kitap, bazı ırkçı gruplar tarafından Obama’nın gizli Müslüman olduğunun kanıtı olarak gösteriliyor.
“OBAMA” İLE İLGİLİ YAZIM:
NEDEN OBAMA?
image0018.jpg




NEDEN OBAMA?
Yayin Tarihi 7 Kasım, 2008 
Kategori; SİYASİ

ABD’ de Başkanlık seçimi yapıldı. Demokrat Parti adayı Barack Hüssein Obama ABD’nin 44. Başkanı seçildi. Bu Başkan’ın en önemli özelliği siyahi olması görünmektedir. Amerika’da ilk defa siyahi ırktan birinin başkan seçilmesi, YÖNETİLENLER tarafından bir devrim olarak görünmekte ve sevinçle karşılanmaktadır!
Barak Hüseyin Obama’nın, Medyadan edindiğimiz bilgilere göre kimliğini hatırlayalım: 
Doğum tarihi: 4 Ağustos 1961, Hawaii. 
Etnik köken: Baba Kenyalı bir siyah, anne Kansaslı bir beyaz. Atalarında, Çeroki Kızılderilisi, İrlanda ve İskoç kanı da var. Barack ismi, “bereket” kelimesinden geliyor. Göbek adı Hussein. Hawaii Üniversitesi’nde tanışıp evlenen anne ve babası, Obama 2 yaşındayken boşandı. Harvard Üniversitesi’nde burslu okuyan baba, daha sonra Kenya’ya döndü ve hükümet için çalıştı. Obama 6 yaşındayken, annesi bu kez bir Endonezyalıyla evlendi, aile Cakarta’ya taşındı.Endonezya’da yaşadığı 4 yıl boyunca laik ve Hıristiyan okullarına giden Obama, daha sonra büyükanne ve büyükbabasıyla yaşayacağı Hawaii’ye döndü ve eğitimine burada devam etti.
Dini ve mezhebi: Reformcu ve radikal olmayan bir cemaate sahip Hz. İsa’nın Birleşik Kilisesi’ne bağlı bir Protestan. Babası bir Müslümandı. 
Eğitim durumu: Columbia Üniversitesi’nde siyaset bilimi, Harvard’da hukuk okudu. 
Mesleği: Avukat
Medeni hali: Michelle LeVaughn Robinson (44) ile evli. 10 ve 7 yaşlarında iki kız çocuk sahibi. 
Askerlik durumu: Hiç askerlik yapmadı.
Lakabı: Ailesi ve arkadaşları ona “Barry” diyor, anneannesi ise “Bear” (Ayı). Gizli servis korumaların taktığı ad ise “Renegade” (Kaçak).
Obama’nın etnik kökeni görüldüğü gibi siyahlıktan öte, Birleşmiş Milletleri andırıyor! Başkanı daha iyi tanıyabilmemiz için, fikirlerini ifade ettiği söylemlerine bakmamız gerekiyor…  

— Obama biyografisine Zebur’dan Hz. Davud’un duası ile başlamıştır.Senin önünde garibiz, yabancıyız, atalarımız gibi. Yeryüzündeki günlerimiz bir gölge gibidir, kalıcı değildir.
Obama,Bu zafer değişimi getirecek. Moral değerleri yeniden inşa eden başkan olacağım. 11 Eylül’ü korku unsuru olarak kullanan değil, Amerika’yı ve Dünya’yı 21. yüzyılın ortak tehditlerine karşı bir araya getirmek için değerlendiren bir başkan olacağım
Amerika’nın ve Dünya’nın düşmanları kimler? Bu tehdidi kimler yapıyor? Dünya derken hangi ülkeleri ve inanç grubundaki insanlar kast edilmiştir.

— İsrail gezisi sırasında Ağlama Duvarı’na, “Allah’tan kendisini ve ailesini korumasını” isteyen bir mesaj bırakmıştır.
İnançlı bir insan Tanrı’ya mektup yazmaz. Tanrı ile kul arasındaki iletişim kalpten yapılacak bir dua ile olur.
Obama’nın Ağlama Duvarı’na bıraktığı yazılı not, İsrail Yönetimine ve Yahudilere bıraktığı bir bağlılık mesajıdır.
Bu bağlılığı Obamanın, Waşington’da bir Amerikan – İsrail kuruluşunda konuşurken; Kudüs İsrail’in başkenti olarak kalacak ve bölünmeyecek” ifadesini kullandı. Aynı kuruluşta Obama’dan sonra söz alan senatör Hillary Clinton’da “Biliyorum ki Obama İsrail’in iyi dostu olacaktır demiştir.
Bu söylem, İsrail’in Kudüs’ü başkent olarak ilan etmesine bir destektir. İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesi BM tarafından tanınmamıştır. Bundan dolayı da konsolosluklar Tel Aviv’de bulunmaktadır.

— Davenport kasabasında seçmenlerine hitap eden Barack Obama, Nükleer bir İran, bölgede durumu ters yüz edebilir. Nükleer silah, Tahran’a Irak’a müdahale etme ve petrol sevkiyatını engelleme imkanı verebilir diye konuşarak,“ABD’nin en sağlam müttefiklerinden İsrail’in“, İran lideri Mahmud Ahmedinecad’ın tasallutundan rahatsız olduğunu belirten Obama, “Başkan olduktan sonra İran karşısında vidaları sıkacağını ve hesaplarını değiştirmeye başlaması için Tahran’a yaptırım uygulayacağını” vurgulamıştır.
Obama, “İsrail, sırtının duvara dayandığını hissetmeden evvel yapmalıyız bunu” diye konuşarak ta muhtemelen yakın bir zamanda, Orta Doğu’da BOP kazanı daha da fazla fokurdayacaktır!

— İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Barack Obama’nın ABD başkanlığına seçilmesiyle ilgili olarak,
Değişim, bir açıdan ırkçılığın da sonu anlamına geliyor. Bundan böyle hiç bir beyaz hiç bir şekilde üstünlük taslayamaz, hiç bir siyah da ayrımın ezikliğini duyamaz. Hepimiz aynı insanız ve bu seçim de bunu doğrulayan büyük bir belgedir.
Bizim için Amerika büyük bir dost ve büyük bir umut. Biz kutsal kitap’a bağlıyız ve barış için yan yanayız. Başkan Obama buraya geldiğinde bana İsrail için ne yapabileceğini sormuştu. Şöyle cevap vermiştim: ABD için büyük bir başkan olun. ABD için büyük bir başkan olursanız, İsrail için de tüm bölge için de ve tüm komşularımız için de büyük umut olursunuz.”
Peres, hiç kimsenin Başkanın kimin yanında olduğunu merak etmemesi gerektiğini vurgularken, “Başkan, barışın yanında olmalıdır. Ve barışın yanında olduğunda da barış daha yakın, daha olanaklı olacaktır” ifadelerini kullanmıştır.
Evet! Medyadan edindiğimiz bu bilgiler ışığında Sayın Başkan Barack Hüseyin Obama’yı şimdi daha iyi anlamaya çalışabiliriz…
Etnik kökenlerine bakıldığında rengarenk bir tablo:
Baba tarafından Afrikalılık tan dolayı Siyahi ırk kanı var,
Anne tarafından İskoç ve İrlandalılık tan dolayı Beyaz ırk kanı var,
Anne tarafından Kızılderili kanı var, (Kızılderililer Türk olduğu iddiasına göre de akrabalığımız da olabilir!)
Obama’nın inançlarında da, çeşitlilik görülmektedir:
Baba tarafından din İslam. Göbek adı “Hüseyin”
Kendi anne tarafından Protestan olmuş,
Museviliğe ilgi duymakta…
Obama’nın bu çeşitliliği, birçok ülke ve din mensupları ile bağ kurulmasında kolaylık sağlayacaktır. Herkes kendine göre Türkçemizin güzel deyimi ile “Kendi kendine gelin güvey olacaktır” Pay çıkarıp, umutlanacaktır! 
Bunda ne var? Diyebiliriz.
Doğrudur. Obama’nın tercihi ve günahı değildir bu kadar çeşitlilik. Her ne şekilde olursa olsun Obama bir insandır. Severiz…
Ancak, biz Obama’yı Başkanlık için sahneye süren zihniyeti anlamamız gerekiyor!
ABD’nin Dünya hakimiyetinde ki strateji değişikliği Obama’ya başkanlık yolunu açmıştır. Çünkü, bu çeşitliliğin ön plana çıkarılıp “Barış” söylemleri yapan birisinin vitrinde bulunması gerekiyor… (uyuşturma-uyutma-avutma politikası)  
Ekonomik krizin çıkış dönemi de, başkanlık seçimlerinin öncesine gelmesi bana göre tesadüf değildir. Bu kriz kasıtlı olarak çıkartılmıştır. ABD, kendine rakip olması muhtemel ülkeleri ekonomik olarak sarsmış ve yatırım yapan şirketler sermayelerini Amerika’ya tekrar getirmeye başlamıştır. Ülkelerin kalkınmasında sermaye önemlidir. O halde herhangi bir renginden dolayı yakınımız olan Obama ile yeni anlaşmalar yapılacaktır. Ancak bu anlaşmalar ABD’nin yeni stratejisinin hakimiyetine zemin hazırlayacaktır!
Tarihi bilgilerimden edindiğim tecrübeye istinaden şunu belirteyim: “Yöneticiler ne zaman Barıştan ve Demokrasi den söz etmişlerse savaşlar çıkmıştır” İnşallah bu sefer gerçekten “Barış” olur!
Türkiye’yi 2009 yılından itibaren İçte ve Dışta zor günler beklemektedir. 4867 ve 4868 sayılı ikiz yasalar ile tahkim yasalarının uygulamaları ile ilgili sıkıntıları yaşayabiliriz… 
Eğer Milli Birlik içerisinde topyekun milli politikalar üretemezsek;
İsraftan kaçınıp, tasarruflu yaşayamazsak;
Ulusal değerlerimizi ihmal edip, el alem gibi olmaya çalışırsak;
Dilimiz Türkçeye, yabancılaşmaya devam edersek;
Atatürk’ü ve fikirlerini yaşatamazsak;
Birbirimizi sevemezsek;
“DÜŞMAN KİM?” diyebilecek kadar, Mankurtlaşacağız!
YILMAZ KARAHAN


23 Ocak 2016 Cumartesi

OBAMA, TÜRKİYE’DEN ABD İÇİN ÖLECEK ASKER İSTİYOR!





OBAMA, TÜRKİYE’DEN ABD İÇİN ÖLECEK ASKER İSTİYOR!


Serdar Ant
2.12.2009

Haber Hürriyet’ten:

“Obama Türkiye’den savaşacak asker istiyor” (Hürriyet, 2.12.2009)

Habere göre ABD Başkanı Barack Obama'nın dün açıkladığı yeni Afganistan-Pakistan stratejisi çerçevesinde Washington'dan Ankara'ya üç istek geldi. ABD Büyükelçisi James Jeffrey'nin açıkladığı istekler şöyle:
    
  1. Türkiye Afganistan'daki asker sayısını arttırsın ve mevcut askerlerine koyduğu teröristlerle aktif olarak savaşmama kısıtlamalarını esnetsin.
  2. Türkiye Afganistan inşasını da oynadığı rolü, mali yardımı ve uzman desteğini artırsın.
  3. Türkiye kazandığı terörle mücadele deneyimini Pakistan'la paylaşsın. Bu ülkenin hem terörle mücadelesinde hem de ekonomik gelişmesinde model ülke olsun.”

Kısacası Obama Türkiye’den, ABD için ölecek asker istiyor! İsteyenin bir yüzü değil, her yanı “kara”… İsteyen Obama…

Bilmem ki şimdi bizim “BOP eş başkanı” ne yanıt verecek bu isteğe?

“One minute, one minute…” desek olmaz! Zira işin şakası yok… Grip aşısı olmamaya ya da Davos’ta tribünlere oynamaya benzemez bu iş...  Borç, 500 milyar doları geçmiş, işsizlik yüzde 30’lara dayanmış. “Anasını kızına düşman eden” paradan lazım bizim eş başkan tayfasına… Para ise Amerika’da…

O zaman?

“Her şey vatan için” mi?

“Vatan sana canım feda…” mı?

İyi de Afganistan “vatan” mı?

Canlar, Afganistan’da kime feda edilecek?

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, geçtiğimiz Eylül ayı içinde Güneydoğu Anadolu’ya yaptığı geziden dönüşte Mardin Havaalanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlarken milli ordu” vurgusu yapıyor ve şunları söylemiyor muydu?

“Bizim ordumuzu Şah’ın ordusuyla karşılaştırıyorlar. İran ordusu, Şah’ın ordusuydu. Sovyetler Birliği’nin ordusu kimin ordusuydu? Komünist Partisi Ordusu idi, adı Kızıl Ordu’ydu. Türk ordusunu başka ordularla karşılaştırmayın. Türk ordusu milletin ordusudur. Bunu bozdurmayacağız.” (Milliyet, 23.9.2009)

“Milli ordu” vurgusu yapan Org. Başbuğ “TSK, Afganistan’daki komutayı yakında alacak. Muharip birlik göndermemiz söz konusu mu?” şeklindeki soruya ise şöyle yanıt veriyordu:

“Kâbil Bölge Komutanlığı’nı 1 Kasım’da alacağız. Türkiye’nin Afganistan’da ISAF 1’den bu yana muharip birliği var. Bu yanlış biliniyor. Kasım ayında rakamsal artış olabilir.”

Demek ki neymiş?

“Türkiye’nin Afganistan’da ISAF 1’den beri muharip birliği var”mış! “Kasım ayında rakamsal artış olabilir”miş!

Milletin ordusu “ISAF 1’den beri Afganistan’da”, ABD için savaşıyor. Ve Obama bugün Türkiye’den Afganistan’da savaşacak asker istiyor, ama bu isteğin yanıtı daha iki ay öncesinden Genelkurmay Başkanı tarafından zaten verilmiş:

“Kasım ayında rakamsal artış olabilir”

Kısacası, “vatan sana canım feda”!

Biri asker istiyor, diğer “milli ordu” vurgusu yapıp “olur” diyor!

Peki, Mustafa Kemal Atatürk ne diyor bu işe?

Günümüzden 79 yıl önce, 1930’da şunları söylüyor o büyük devrimci:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ordusu, istilâlar yapmak veya saltanatlar kurmak için şunun, bunun elinde ihtiras aleti olmaktan münezzehtir. İnsanca ve müstakil yaşamaktan başka gayesi olmayan milletin aynı ideale bağlı ve yalnız onun emrine tabi ve sadık öz evlâtlarından mürekkep muhterem ve kuvvetli bir heyettir.”  

Evet, Türk ordusu milletin ordusudur. Türk milletinin bağrından çıkar, ondan güç alır.

Peki, Türk Ordusunun Genelkurmayı?

O da Türk milletinin “insanca ve müstakil yaşaması” idealine bağlı ve “yalnız onun emrine tabi ve sadık” mıdır?

Obama’ya “ Hayır ” desinler de görelim!

2.12.2009