10 Aralık 2021 Cuma

12 TEMMUZ BEYANNAMESİ’NİN TÜRK SİYASİ TARİHİNDEKİ YERİ ETKİSİ VE ÖNEMİ. BÖLÜM 4

12 TEMMUZ BEYANNAMESİ’NİN TÜRK SİYASİ TARİHİNDEKİ YERİ  ETKİSİ VE ÖNEMİ. BÖLÜM 4



Ek 12 Temmuz Beyannamesi (Cumhurbaskanı İsmet İnönü tarafından 12 Temmuz 1947 tarihinde yayımlanmıstır.) 

     Hükümet Reisiyle ve Muhalefet Lideri ile son günlerde memleketin iç durumu üzerindeki konusmalarımı ve bu hususta kanaatlerimi ve fikirlerimi söylemek zamanı gelmistir. 
7 Haziran tarihinde görüsmek üzere çagırdıgım Bay Celâl Bayar bana, Demokrat Partinin, idare mekanizmasının baskısı altında bulundugunu beyan ve sikayet etti. Haberdar ettigim Basbakan aynı mevzuları daha evvel aralarında görüstüklerini hikaye ederek, böyle bir baskının olmadıgını, idare mekanizmasının memleketin huzurunu bozacak mahiyette tahriklere karsı çok güç durumda kaldıgını beyan eyledi. Bundan sonra, iki tarafı bir arada dinlemek için 14 Haziran tarihli bulusmayı tanzim ettim. Basbakan ve yardımcısı Devlet Bakanı ile Demokrat Parti Baskanı hazır bulundular. İki taraf arasında karsılıklı tartısma içinde iki buçuk saat devam eden bu konusma, basladıgı noktada bitti. Demokrat Parti Baskanı, partisinin baskı altında bulundugu noktasında ısrar ve partisinin kanun dısı maksatlar ve ihtilal usulleri takip ettigine dair ihtimalleri reddetti. Hükümet Reisi, idare mekanizmasının baskı yaptıgı iddiasını kabul etmeyecegini ve sikayet vesikalarını tetkik ve takibe hazır oldugunu tekrar söyledi ve muhalif partinin çalısma usullerini düzeltmesi lazım oldugu iddiasında kaldı. 

17 Haziran tarihinde Bay Bayar’ı tekrar kabul ettim. Bana vaziyeti arkadasları ile görüstügünü, benim durumuma karsı tesekkürle mütehassis olduklarını söyledikten sonra, baskı vardır kanaatında olduklarını teyit eyledi. Bunun üzerine, iki defa görüstügüm Basbakan, iktidar partisi ile muhalefet partisinin Büyük Meclisteki münasebetleri ve karsılıklı çalısmaları yolunda hayırlı terakkiler oldugunu takdirle söyledikten sonra, “biz de kendimize düsen vazifeleri sadakatla ifa edecegiz, size söz veriyorum.” dedi ve iki ay sonra Büyük Millet Meclisi toplanıncaya kadar partilerin münasebetlerinde itimadı artıran terakkiler olacagına ümidi kuvvetli oldugunu ilave eyledi. 

Bu beyanatı Bayar’a 24 Haziran tarihinde naklettim. Bay Bayar bana, fiili neticeye intizar edilmesi lazım gelecegini bildirdi. Bundan sonraki tartısmalar, muhalefet liderinin Sivas nutkunda ve Hükümet reisinin 2 Temmuz tarihli beyanatında ve ondan sonraki karsılıklı cevaplarda görülmüstür. Vaziyet hülasa olunursa, iki taraf sikayetlerinde ve savunmasında ısrar etmi ve siddetli tartısmalar esnasında karsılıklı iyi niyetlerinin ifadesi olan bazı tatmin edici parçalar hatırda kalmıstır. Siyasi havayı yumusatan bir iyilik olmak üzere, dertleri bilenlerin kendilerinden, karsı tarafı teskin edici tedbirler alacakları ümidi uyanmıstır. Bunun dısında olarak durum, muhalefet partisi liderinin “fiili bir netice bekleme” seklinde ifade ettigi hükümde görülür. Yani, bir baska türlü söylenirse vaziyet, karsılıklı iddialar bakımından dügüm halini muhafaza etmistir. 

Simdi ben bu dügümü çözmeye çalısacagım. İki tarafın sikayet ve müdafaalarının delillerini tafsil etmekte faide görmüyorum. Zaten bunlar umumi efkarca da kafi derecede bilinmektedir. Gördüm ki taraflardan hangisinin haksız, yahut hangisi daha evvel karsısını kırmaya baslamı oldugunu aramakta da fayda yoktur. Ben, idare mekanizmasının baskı yaptıgını hükümet reisinin kabul etmemesini bir teminat ifadesi olarak aldım ve bunu Bay Bayar’a söyledim. Ben, muhalefet liderinin kanun dısı maksatlar ve metotlar isnadını reddetmesini, muhalif parti çalısması için sart olan kanun içinde kalmak esasının göz önünde tutulduguna ve tutulacagına dair tatmin edici bir teminat olarak kabul ettim ve Basbakana bunu söyledim. 

Her iki tarafla uzun konusmalardan çıkardıgım bu neticelere inanmak istiyorum ve inanıyorum. Bizi bu inanısa getiren bugünkü durumu, memlekette siyasi partilerin çalısıp gelisecegine kati ümit veren en mühim merhale sayıyorum. Simdiye kadar, memlekette geçen iktidar ve muhalefet tecrübesinin muvaffak olmamasını bir seneden beri geçirdigimiz tecrübelere onların dayanamamı ve bugünkü siyasi durumu elde edememi olmalarında görüyorum. 
Benim kanaatimce, bir buçuk seneden beri geçirdigimiz tecrübeler agır ve bazen ümit kırıcı olmustur. Ama gelecek için her türlü ümitleri haklı çıkaracak bir muvaffakiyet de temin edilmistir. 
Bu durumu muhafaza etmek ve onun gelismesini saglamak, iktidar ve muhalefet partilerinin vazifeleri olmak lazım gelir. 

Gelecek için tedbirler, benim kabul ettigim gibi, su noktadan hareket etmekle bulunabilir. Benim bu son dinledigim karsılıklı sikayetler içinde mübalaga payı ne olursa olsun, hakikat payı da vardır. htilalci bir tesekkül degil, bir kanuni siyasi partinin metodları ile çalısan muhalif partinin, iktidar partisi sartları içinde çalısmasını temin etmek lazımdır. Bu zeminde ben, devlet reisi olarak kendimi her iki partiye karsı müsavi derecede vazifeli gördüm. 
İdare mekanizması, yani valilerimiz ve maiyetleri bir seneden beri çok agır bir tecrübe geçirmislerdir. Öyle zamanlar oldu ki, memlekette hükümetin mevcut olup olmadıgı bile süphe götürür idi. 

Sorumlu hükümetin huzur ve asayi vazifesi münakasa götürmez. Fakat, mesru ve kanuni siyasi partilere karsı tarafsız, esit muamele mecburiyeti, siyasi hayat emniyetinin temel sartıdır. Bu arada, siyasi partilere mensup olan veya görünen hususi maksat sahiplerinin sirretliklerini pervasız olarak tesirsiz bırakmak hususunda partilerin dikkat göstermeleri icap eder. Siyasi partilerin hangisi i basına gelirse gelsin, onlar, idare mekanizmasında çalısanların haklarına ve itibarlarına karsı adaletli bir zihniyette olacaklarına inandıracaklardır. 
Zannediyorum ki, hükümet reisi ile muhalefet lideri arasında son tartısma, iki tarafı sebat ettikleri noktadan ayırmak gayretine düsmeksizin, her iki tarafın bekledikleri seyleri söylemi ve temin etmi oluyorum. 
Vatandaslarıma, hükümetle ve iktidar partisi ile muhalefet arasında görüsme ve araya girme safhalarını oldugu gibi anlatmı oldugumu ümidi ederim. 
Varmak istedigim netice, baslıca iki parti arasında temel sartın yani emniyetin yerlesmesidir. 

Bu emniyet, bir bakımdan memleketin emniyeti manasını tasıdıgı için gözümde çok ehemmiyetlidir. Muhalefet, teminat içinde yasayacak ve iktidarın kendisini ezmek niyetinde olmadıgından müsterih olacaktır. İktidar, muhalefetin kanun haklarından başka bir şey düşünmediginden müsterih bulunacaktır. Büyük vatanda kütlesi ise, iktidarın su partinin veya öteki partinin elinde bulunması ihtimalini vicdan rahalıgı ile düşünebilecektir. Bu neticeye varmak için karsılastıgım güçlükler, çok zaman yalnız ruhi mahiyette olan âmillerdir. 

Bu güçlükleri yenmek için siyasi hayatımızı idare eden, iktidarda ve muhalefetteki liderlerin samimi yardımlarını isterim. 

Bu beyanatımı, nesrinden önce basbakanla muhalefet lideri görmüslerdir. 

(Kaynak: Ulus, 12 Temmuz 1947) 

KAYNAKÇA 
Agaoglu, Samet ; Siyasi Günlük, (Yay. Haz. Cemil Koçak), 2. (1993) Baskı, İletisim Yay., İstanbul. 
Avcıoglu, Hamdi ; “Çok Partili Hayatın Ondördüncü Yılında (1959) İnönü ile Mülakat”, Akis, Cilt XVI, Sayı 269, 22 Eylül. 
Baban, Cihad (1970) ; Politika Galerisi (Büstler ve Portreler), Remzi Kitabevi, İstanbul. 
Bayar, Celal (Tarihsiz) ; Basvekilim Adnan Menderes, (Der. İsmet Bozdag), Birinci Basım, Baha Matbaası, İstanbul. 
Bozdag, İsmet (1975) ; Demokrat Parti ve Ötekiler, Kervan Yay., İstanbul. 
Cihan, Ali Rıza (Der.) (1993) ; İsmet İnönü’nün TBMM’deki Konusmaları (1920-1973), , Cilt 2, TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yay., No.57, Ankara. 
Çavdar, Tevfik (1983) ; “Demokrat Parti”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, Cilt 8, İletisim Yay., İstanbul. 
Derin, Haldun (1995) ; Çankaya Özel Kalemini Anımsarken (19331951), (Yay. Haz. Cemil Koçak), Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul. 
Erogul, Cem (1997) ; Anatüzeye Ankara. Giris, Besinci Bası, İmaj Yay., 
Esirci, Sükrü (1967) ; Menderes Diyor ki, Birinci Kitap, (7 Ocak 1946-14 Mayıs 1950), Demokrasi Yay., İstanbul. 
Gologlu, Mahmut ; Demokrasiye Geçi 1946-1950, Kaynak Yay., (1982) İstanbul. 
İnönü, İsmet (2001) ; Defterler (1919-1973), Cilt 1, (Haz. Ahmet Demirel), Yapı Kredi Yay., 1. Baskı, İstanbul. 
Kara, Nihal (1982) ; Türkiye’de Çok Partili Sisteme Geçi Kararı (1945), Yayımlanmamı Doktora Tezi, Ankara Ü. Siyasal Bilg. Fak. 
Karpat, Kemal (1996) ; Türk Demokrasi Tarihi, Afa Yay., stanbul. 
Öner, Kenan (1948) ; Siyasi Hatıralarım ve Bizde Demokrasi, Osmanbey Matbaası, İstanbul. 
Toker, Metin (1990) ; Tek Partiden Çok Partiye (1944-1950), Bilgi Yay., Ankara. 
Turgut, Nükhet (1984) ; Siyasal Muhalefet, (Batı Demokrasileri-Sosyalist Ülkeler-Türkiye), Birey ve Toplum Yay., Ankara. 
Uran, Hilmi (1959) ; Hatıralarım, Ayyıldız Matbaası, Ankara. Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, 490 01 165 658 1. 
Vatan, Ulus, Cumhuriyet ve Tanin Gazeteleri 

DİPNOTLAR;

1 DP Milletvekili Sadık Aldogan, meclis kürsüsünden, o zaman yürürlükte olan sıkıyönetimin “Mutlakiyet idaresine rahmet okutacak zalimane bir idare 
tarzı” oldugunu söyleyince meclis başkanlıgı sözlerini geri almasını istedi. Aldogan buna yanasmayınca 15 gün süreyle meclisten çıkarma cezası aldı. 
2 10 Mayıs 1947’de Meclis’ten bir delege heyeti, İngiltere’ye iyi niyet ziyaretinde bulundu. Heyette CHP’den H. C. Yalçın, N. Erim, N. Esat Sümer, 
Fuat Sirmen, Esat Uras ve Sait Odyak, DP’den ise, F. Köprülü ve Enis Akaygen yer alıyordu. Ulus, 11 Mayıs 1947. Yolculuk sırasında Erim’le Köprülü 
arasında sıcak bir diyalog kurulmu ve partiler arasında daha ılımlı bir siyaset izlenmesi gerektigi konusunda görüş birligine varılmıştır. Dönüste İnönü, heyetin 
tamamını Çankaya’ya yemege çagırarak iki parti arasındaki buzların erimesine katkıda bulunmuştur. İsmet İNÖNÜ, Defterler (1919-1973), Cilt 1, 
(Haz. Ahmet DEMİREL), Yapı Kredi Yay., 1. Baskı, İstanbul, Aralık 2001, s.456. Köprülü’nün Londra gezisinde N. Erim’le “Can Ciger Kuzu Sarması” olması 
ve Londra’da verdigi demeçler Tahtakılıç ve arkadaslarını rahatsız etmistir. Cihad BABAN, Politika Galerisi (Büstler ve Portreler), Remzi Kitabevi, 
İstanbul, 1970, s.421. 
3 İNÖNÜ, A.g.e., s.454. 
4 A.g.e., s.455. 
5 A.g.e., s.455. 
6 A.g.e., s.456. Her ne kadar Bayar ile Peker arasında ciddi anlasmazlık noktaları görülüyorsa da Bayar anılarında Peker’i hayırla anıyor. Bayar anılarında, Peker’in hükümet 
üyeleri ve kurtuluş Şavasına katılmı bazı yüksek rütbeli eski askerlerle birlikte bir toplantı yaptıgını ve bu toplantıda DP’nin kapatılmasının gündeme geldigini 
anlatır. Bakanlardan biri, Bayar ve Maresal’in mahkemeye verilmesi kosuluyla DP’nin kapatılmasından yana oldugunu söylemiş. 
Peker ise bu öneriye, DP’yi kuran insanların vatansever ve namuslu insanlar oldukları, onlardan memlekete bir kötülük gelmesine imkan olmadıgı gerekçesini 
ileri sürerek karşı çıkmıs. Bayar bunu aktardıktan sonra, siyasi mücadeleleri sırasında ve o günün koşulları içinde “Recep Peker’le demokrasi yapılamaz” 
dedigi için pişman oldugunu belirterek Peker’in ruhundan af diliyor. Celal BAYAR, Başvekilim Adnan Menderes, (Der. İsmet 
Bozdag), Birinci Basım, Baha Matbaası, İstanbul, (Tarihsiz), s.74-75. 
7 İnönü, “Defterler”de, Bayar’ın gelirken yanında “Grup Baskan Vekili” sıfatıyla Köprülü’yü de getirmesini istedigini belirtiyor. Defterler, s.457. 
Agaoglu da bunu dogruluyor. Samet AGAOGLU, Siyasi Günlük, (Yay. Haz. Cemil KOÇAK), 2. Baskı, İletisim Yay., İstanbul, 1993, s.78. Ancak anlaşılan 
Bayar oralı olmamış. 
8 İNÖNÜ, A.g.e., s.458-459. 
9 A.g.e., s.460. 
10 A.g.e., s.461. Haldun DERN, Çankaya Özel Kalemini Anımsarken (1933-1951), (Yay. Haz. Cemil Koçak), Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul, Ocak 1995, s.211. 
11 İNÖNÜ, A.g.e., s.461. 
12 İNÖNÜ, A.g.e., s.462. 
13 DERİN, A.g.e., s.212. 
14 İNÖNÜ, A.g.e., s.463. 
15 A.g.e., s.464. 
16 Vatan, 28 Haziran 1947. 
17 Bayar, burada Sivas’lılara, hükümet DP’ye karsı tarafsız mıdır diye sormu ve kalabalık hep bir agızdan “hayır” diye bagırmıstır. Vatan, 28 Haziran 1947. 
18 Vatan, 28 Haziran 1947. 
19 İNÖNÜ, A.g.e., s.465. 
20 Ulus, 8 Temmuz 1947. 
21 İNÖNÜ, A.g.e., s.466. 
22 Ulus, 3 Temmuz 1947. 
23 Vatan, 8 Temmuz 1947. 
24 Mahmut GOLOGLU, Demokrasiye Geçi 1946-1950, Kaynak Yay., İstanbul, 1982, s.169. 
25 AGAOGLU, A.g.e., s.430. (DP Genel İdare Kurulu’nun 18 sayılı kararı, 10/7/1947) 
26 A.g.e., s.430. 
27 Ulus, Cumhuriyet, Tanin, Vatan, 12 Temmuz 1947. 
28 O tarihte İçisleri Bakanı olan Hilmi Uran’a göre, bildirinin ilk biçiminde İnönü, Cumhurbaskanının aynı zamanda Parti Genel Baskanı olmasını anayasaya 
baglıyor ve ilk parti kurultayında bu durumun düzeltilecegini söylüyordu. Böylece arabuluculuk yapmasını haklı ve mazur göstermeye çalısıyordu. 
Nedense bu ifadeler, asıl metinde yer almadı. Hilmi URAN, Hatıralarım, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1959, s.475. 
29 Hamdi AVCIOGLU, “Çok Partili Hayatın Ondördüncü Yılında İnönü ile Mülakat”, Akis, Cilt XVI, Sayı 269, 22 Eylül 1959. 
30 “Defterler”de 16 Temmuz 1947 tarihli bir not: “Parti üyelikten çekilecegim havadisini yalanlama”. İNÖNÜ, Ag.e., s.468. 
31 Basbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 490 01 165 658 1. 
32 Cem EROGUL, Anatüzeye Giriş, Besinci Bası, İmaj Yay., Ankara, 1997, s.230. 
33 Nükhet TURGUT, Siyasal Muhalefet, (Batı Demokrasileri-Sosyalist Ülkeler-Türkiye), Birey ve Toplum Yay., Ankara, 1984, s.268. 
34 Kemal KARPAT, Türk Demokrasi Tarihi, Afa Yay., İstanbul, 1996, s.270. 
35 Toker, Nihat Erim’in ve kimi DP’lilerin (Köprülü gibi), baslarda İnönü’yü seçimleri yitirse bile Cumhurbaskanı kalmaya devam edecegine inandırmayı basardıklarını ancak 1950’ye yakın böyle bir olasılıga İnönü’nün pirim vermeyi bıraktıgını yazar. Metin TOKER, Tek 
Partiden Çok Partiye (1944-1950), Bilgi Yay., Ankara, 1990, s.240-242. 
36 İsmet İnönü’nün TBMM’deki Konusmaları (1920-1973), (Der. Ali Rıza Cihan), Cilt 2, TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yay., No.57, Ankara, 1993, s.88. 
37 Vatan, 24 Haziran 1949. 
38 Sükrü ESİRCİ, Menderes Diyor ki, Birinci Kitap, (7 Ocak 1946-14 Mayıs 1950), Demokrasi Yay., İstanbul, 1967, s.125-126. 
39 Vatan, 19 Haziran 1947. 
40 Tevfik ÇAVDAR, “Demokrat Parti”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi,Cilt 8, İletisim Yay., İstanbul, 1983, s.2067. 
41 Bu milletvekilleri su isimlerden olusuyordu: Nihat Erim, Vedat Dicleli, Kasım Eren, Kasım Gülek, Cevat Dursunoglu, İ.Rüstü Aksal, Cavit Oral, 
Sinan Tekelioglu, Fahri Kurtulus, Mahmut N. Gündüzalp, Hamdullah S. Tanrıöver, C. Sait Siren, Sevket Hatipoglu, Ali Fuat Cebesoy, Nazif Erkin, 
Tahsin Banguoglu, Tezer Taskıran, İhsan Hamit Tigrel, Sait Odyak, Sedat Çumralı, M. Adil Binal, Hasan S. Adal, Avni Refik Bekman, Muhtar Ertan, Ali Kemal 
Yigitoglu, Abdurrahman Melek, Vehbi Sarıdal, Hilmi Atlıoglu, Kamil Kitapçı, Hilmi Öztarhan, S. Kemal Yetkin, Rasit Börekçi, Osman Agan, Bekir Kaleli 
ve Memduh Sevket Esendal. TOKER, A.g.e., s.200. 
42 KARPAT, A.g.e., s.182. 
43 Gelinen noktada partide bir Meclis Grubu-Genel Merkez karsıtlıgından söz etmek mümkündür. Bayar-Köprülü-Menderes üçlüsü, Genel Merkeze hakimken, 
Meclis Grubuna o denli sözleri geçmiyordu. 
44 KARPAT, A.g.e., s.182. 
45 A.g.e., s.183. 
46 A.g.e., s.183. 
47 Bozdag’a göre, bazı kimselerin DP’den ayrılarak ayrı bir olusum kurma yoluna gitmeleri bazı nedenlere baglanabilir: 
1) Demokrat Parti’ye hizmeti geçmiş bazı kimselerin parti içinde hizmetleri ölçüsünde söz sahibi olmak istemeleri ve Genel İdare Kurulu egemenligini kabul 
etmemeleri, 
2) Bazılarının kisisel çıkarlar nedeniyle, bazılarının da politik mizaçları bakımından siddet taraftarı olmaları. İsmet BOZDAG, Demokrat Parti ve Ötekiler, 
Kervan Yay., İstanbul, 1975, s.31. 
48 Kenan ÖNER, Siyasi Hatıralarım ve Bizde Demokrasi, Osmanbey Matbaası, İstanbul, 1948, s.9. 
49 Nihal KARA, Türkiye’de Çok Partili Sisteme Geçi Kararı (1945), Yayımlanmamı Doktora Tezi, Ankara Ü. Siyasal Bilg. Fak., 1982, s.350. 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder