10 Aralık 2021 Cuma

12 TEMMUZ BEYANNAMESİ’NİN TÜRK SİYASİ TARİHİNDEKİ YERİ ETKİSİ VE ÖNEMİ. BÖLÜM 2

12 TEMMUZ BEYANNAMESİ’NİN TÜRK SİYASİ TARİHİNDEKİ YERİ  ETKİSİ VE ÖNEMİ. BÖLÜM 2





İnönü ile Bayar arasındaki dördüncü görüsme 17 Haziran tarihlidir. 


Bu görüsme Bayar’ın istegi üzerine yapılmıstır 9. Bayar, görüsmeye daha önceki görüsmelerini arkadaslarına anlattıgını söyleyerek baslamıs, partili arkadaslarının oynadıgı hakemlik rolünden dolayı İnönü’ye minnet ve sükranlarını sunduklarını belirtmistir. Bayar, ardından baskı iddialarını ve hükümet tarafından kamuoyuna bir açıklamada bulunulması isteginin arkasında durduklarını yinelemistir. Ancak, Bayar, İnönü’nün, böyle bir açıklamanın soru-cevap biçiminde yapılması istegine çekince koymustur. Bayar bu endisesini su sekilde belirtmistir: “Kanun dısı hareket, ihtilal tesebbüsleri düsünmüyoruz demek bile gücüme gidiyor” 10 . İnönü’nün Bayar’a bu noktada hak verdigi anlasılıyor. İnönü’nün “tatilde ne 
yapacaksınız?” sorusundan sonra “mitingler olacak mı?” diye de sorması, mitinglerin iktidarca etkili bir yöntem olarak kabul edildigi biçiminde yorumlanabilir. Öte yandan muhalefet kanadında, Bayar’la İnönü arasında yapılan bu görüsmelerin DP’nin tabanında “muvazaa” seklinde algılanmaması için bir çaba içine girildigi de görülmektedir. İnönü, Bayar’ın kendisini oyalanıyor olarak gördügünü, bu yüzden de kendisini örgüte “yürüdügümüz yolda devam edecegiz” anlamında genelgeler göndermek zorunda hissettigini belirtiyor 11 . 
İnönü’yle Bayar arasındaki besinci görüsme 20 Haziran 1947’de bu kez İnönü’nün istegi üzerine gerçeklesmistir. İnönü Bayar’a, konustuklarını Peker’e aktardıgını söyledi. Peker’in iki parti arasındaki iliskilerden övgüyle söz ettigini belirtti. Bayar ise buna, henüz fiili bir sonuca ulasamadıkları biçiminde karsılık verdi. İnönü, geçmisteki olayların sürekli gündeme getirilmesinin yanlıslıgından bahsetti. “Siz baskıdan sikayetçisiniz. Yani çalısma emniyeti istiyorsunuz. Hükümet sizin ihtilal metotları takip ettiginizi ileri sürüyor. İlk isimiz, bu iki nokta üzerinde arada bir emniyet kurulmasıdır” dedi 12 . İnönü, görüsmeler sürerken gösterdigi anlayı ve hosgörünün, muhataplarında, yalnız kendilerini haklı görmek egiliminin 
güçlenmesine neden oldugundan yakınmaktadır 13 . İnönü, Bayar’ın bir yandan kendisiyle görüsürken, bir yandan da örgütünün heyecanını gönderdigi genelgelerle ayakta tutma çabalarını yadırgadıgını saklamamaktadır. İnönü, Bayar’la yaptıgı görüsmelerin kamuoyunda yanlı yorumlara yol açmaması için bir tebli yayımlamıstır. 

İnönü, tebliginde, Bayar’la memleket sorunları etrafında görüstüklerini, görüsmenin ardından Bayar’ın “Cumhurbaskanından baskının kaldırılması için delaletlerini rica ettim. Herhalde hükümetle görüstükten sonra olacak, baskının kaldırılacagını hükümetin vadettigini söylediler” dedigini, sonra da muhalefet liderinin Sivas’a hareket ettigini belirtmistir 14 . İnönü, H. Suphi Tanrıöver’i Bayar’la görüsmesi için görevlendirmis, Tanrıöver de Bayar’la görüsmesini İnönü’ye aktarmıstır. Tanrıöver, Bayar’ın ardından Köprülü ile de bir görüsme yapmıstır. Görüsmede, nönü’nün partiler arasındaki arabuluculuk tutumunun takdire sayan oldugu yinelenmis. Köprülü, karsılarında CHP gibi bir partinin bulunmaması durumunda bir yıl bile dayanamayacaklarını söylemis. Çünkü, DP’nin içinde “ihtiras adamları, muvazenesizler, kötü ruhlu ve hesapsız unsurlar” vardır 15 . 
Bayar, bu arada, 27 Haziran’da Sivas’ta halka yönelik bir konusma yaptı 16 . Bayar, her zaman yaptıgı gibi, Sivas’taki konusmasına da, Sivas’lıları överek basladı. Bayar’a göre, “Sivas ve Sivas’lılar, mazideki tarihi medeniyet eserleriyle birlikte Türk inkılabının temelinin kendi 
sehirlerinde atılmı olmasıyla da haklı olarak ögünebilirler”. Bayar, yurttasların siyasal görüsleri yüzünden baskılara ugramaması gerektigini, DP iktidara geldiginde bu ilkeyi içtenlikle uygulayacagını söyledi. Bayar, radyonun ve halkevlerinin yalnızca iktidar partisine hizmet ettiginden yakındı ve esit muamele istedi. Bayar’a göre, memleketin çıkarı DP Kongresinde alınan Hürriyet Misakı kararları geregince Meclis’ten çekilmeyi gerektirirse bunda tereddüt edilmeyecektir. Suikast, hükümet darbesi gibi seyler asla akıllarından geçmiş degildir. Bayar, son zamanlarda İnönü ve Peker’le yaptıgı görüsmelere temas etti ve Peker’e, partinin kurulusundan bu yana geçirilen asamaları ve zorlukları anlattıgını ve bunların çözümünü istedigini belirtti. Bayar’a göre Peker, DP’nin hükümetin düsmanlıgına maruz kalmadıgını düsünmektedir ve hükümetin DP’ye karsı tarafsız davrandıgı kanısındadır 17 . Bayar, bir de her zaman oldugu gibi, devlet baskanı ile parti baskanının aynı kiside birlesmemesi geregi üzerinde durmustur. Bayar’a göre Atatürk, Serbest Fırka zamanında Ben particilere karsı bitarafım. Reisicumhur oldugum müddetçe partinin reisligini yapmayacagım. Bu vazifeyi bilfiil İsmet Pasa görecektir” anlamına gelen bir söz söylemi ve böylelikle geçmiste hayırlı bir yol açmıs. Bayar, aynı tutumu Atatürk’ün ardılından da beklemektedir 18 . 

İnönü, 5 Temmuz’da Bayar’la bir kez daha görüstü. Bu görüsmede, muhalefetin nönü’den bekledigi hakemlik müdahalesinin içerigi üzerinde duruldu. İnönü’nün düsündügü formül, simdiye kadarki durumun hikaye edilmesi ve güvenceleri de içeren dileklerin kagıda dökülmesidir 19 . 
İnönü ile Bayar, 7 Temmuz günü bir kez daha görüstüler 20 . Bu görüsmede kamuoyuna duyurulacak bildirinin biçimlendigi anlasılıyor. 
İnönü, tasarladıgı bildiri metnini Bayar’a verdi 21 . 
Bu arada Bayar ile Peker arasında karsılıklı demeç düellosu basına yansımaktadır. Peker, Bayar’ın Sivas konusmasına sert bir sekilde karsılık 
verdi 22 . Bayar ise Peker’in bu açıklamasıyla, iç politikada memleket ve dünya sartlarının gereklerini yerine getirme yeteneginden uzak oldugunu ortaya koydugunu söyledi 23 . 
İnönü, Bayar’ı 10 Temmuz günü yeniden kabul etmis, bu görüsmede “beyanname” üzerinde uzlasmaya varılmıstır. nönü’den beyanname örnegini alan Bayar, DP Genel dare Kurulunu toplantıya çagırdı. Bayar, toplantıda o güne dek yaptıgı görüsmeleri anlattı ve bildiri örnegini okudu. 

Bu noktada DP önde gelenleri ikiye ayrıldı. Üyelerin bir bölümü bildiriyi olumlu karsılarken, bir bölümü de karsı çıkıyordu. Partideki ılımlı kanat, bildirinin DP’ye yönelik baskıyı ortadan kaldırması bakımından yararlı olacagını vurguluyorlardı. “Müfrit”ler ise, İnönü’nün devlet baskanlıgı ile parti baskanlıgından hiç birisini bırakmadan demokrasi oynamak istedigini iddia ediyor ve bildirinin kabul edilmemesini, görüsmelerin kesilmesini istiyorlardı 24. Yusuf Kemal Tengirsenk, Ahmet Tahtakılıç ve Ahmet Oguz partideki asırıları temsil ediyorlardı. DP’nin kurucuları ise, ılımlı kanattandı ve Bayar’ın bunlara dahil olması güçlerini artırıyordu. Toplantının ilerleyen bölümlerinde Tengirsenk’in dısındaki asırıların yumusadıgı anlasılıyor. 
Ancak asırılar, bildiri metninde ufak tefek bir takım degisiklikler yaptırmayı basarıyorlar. Bildirinin sonuna ise, “beyanatın nesrinden önce basbakanla muhalif parti lideri görmüslerdir” kaydının konması çogunlukla benimseniyor 25. 
Aykırı kalan tek kisi Yusuf Kemal Tengirsenk’tir 26 . 
“12 Temmuz Beyannamesi” adıyla ünlenen bildiri, 11 Temmuz günü radyoya ve Ajans’a verilmis, 12 Temmuz günü ise ulusal gazetelerde yayımlanmıstır 27 . İnönü’nün bu bildirisi, muhalefete verilen güvenceler açısından çok önemlidir. nönü, bildiride önce, iktidar ve muhalefet kanadıyla yapmı oldugu görüsmeleri hikaye etmis, sonra da iki taraftan beklentilerini açıga vurmustur. nönü, bildirinin amacını, iki taraf arasında dügümlenen iliskileri yansız konumuyla çözmek olarak açıklıyor. Ona göre, suasamada kimin haklı kimin haksız oldugunu ortaya koymanın bir yararı yoktur. 
İnönü, asırıya kaçmakla birlikte iki tarafın da yakınmalarında haklılık payı oldugu kanaatini tasımaktadır. İnönü’nün bu sözlerinden, Peker’e ragmen, muhalefetin dillendirdigi baskı iddialarını kabul ettigi anlamı çıkıyor. İnönü, iki partiye de esit uzaklıkta oldugunu, “ihtilalci bir tesekkül degil, bir kanuni siyasi partinin metotları ile çalısan muhalif partinin, iktidar partisi sartları içinde çalısmasını saglamak gerekir” sözleriyle ortaya koyuyor 28 . İnönü’ye göre, 
“mesru ve kanuni siyasi partilere karsı tarafsız ve esit muamele mecburiyeti, siyasi hayat emniyetinin temel sartıdır”. Ancak siyasi partiler de, mensuplarının ya da öyle görünen özel amaç sahiplerinin “sirretliklerini pervasız olarak tesirsiz bırakmak hususunda” dikkat göstermelidirler. İnönü’nün varmak istedigi sonuç, iki partinin birbirlerine güven duymalarını saglamaktır. “Muhalefet, teminat içinde yasayacak ve iktidarın kendisini ezmek niyetinde 
olmadıgından müsterih olacaktır. İktidar, muhalefetin kanun haklarından baska bir sey düsünmediginden emin bulunacaktır”. Bu sözlerden de anlasıldıgı gibi, 12 Temmuz Bildirisi, ülkenin geri dönülmez bir biçimde çok partili yasama geçmiş oldugunu ortaya koyan bir belge niteligindedir. İnönü, 1959 yılında Akis’ten Hamdi Avcıglu’nun, Türkiye’de çok partili yasama geçilmesinin asamaları hakkında sordugu bir soruya su yanıtı vermistir: “Demokratik 
hayata geçmek kararımızın ciddiyetine inanılmak için oldukça zaman geçmistir. DP’nin kurulmasından sonra da endiseleri yenmek için uzun müddet sabır ve yardım göstermemiz lüzumlu olmustur. Kararın dönülmez tabiatta oldugu anlasıldıktan sonra, gittikçe artan bir siyasi cesaret havası yayılmıstır. Ölçülerin kaçtıgı, sabırların tükendigi devreye girmistik. 

1947 hakiki bir buhran noktasıdır. Ümitsizlik asikar bir hale geldigi zaman 12 Temmuz Beyannamesiyle demokrasi hayatının yerlesmesi için kat’i tedbir tarafımızdan alınmıstır” 29 . 
Muhalefete en yetkili agız tarafından güvence verilmistir. İnönü bu bildirisiyle muhalefetin kurumsallasmasına çok önemli bir katkıda bulunmustur. 

Bildiriden sonra, iki parti arasındaki iliskilerin tümüyle bahar havasına girdigi sanılmamalıdır. 
DP yönetiminin, içindeki “müfrit”leri zaptetmek için tuttugu iki yönlü politikanın bundan sonra da sürdügü görülüyor. İnönü’nün ise partiler üstü konumunu iyice kanıksadıgı bir döneme giriliyor. 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder