Destan yazan kahraman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Destan yazan kahraman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ocak 2016 Salı

HAYRET..!!!



HAYRET..!!!


Yekta Güngör Özden
13 Temmuz  2013 

Siyasal yaşamdaki yetersizlik ve bozuklukların neden olduğu şaşırtıcı durumlar birbirine eklenerek sürmektedir. “ Barış süreci ” adıyla yürütülen görüşmeler ve izlenen uygulamalar değişik olumsuzlukları içermekte, hukuk devletinde yaşanması olanaksız aykırılıkları kapsamaktadır. 

Onbinlerce yurttaşın kanına girmiş bir örgütün elebaşına “ Sayın ” diyerek onun buyruklarını yerine getirmeyi ilke edinmiş kimileri yasama organında üye olarak bulunmakta, terör örgütünün istem ve dayatmalarını savunmakta, baskı ve tehditlerle devlet karşısında devlet gibi durmaktan çekinmemektedir. 

Öte yandan, yurt içindeki terör örgütü üyeleri silah bırakmadan, istediği gibi çekildiğini söylemekte ya da çekilme görüntüsü altında yandaşların yansıttığı görüntüleri vermekte, devletin yetkili güçlerinin ve birimlerinin anlamsız hoşgörüsüyle haftalar süren yolculuğu omuzlarındaki ve ellerindeki silahlarla yapmakta, bu hukuksuzluğa kimse sesini çıkarmamakta, bir işlem yapmamakta dır. Üstelik, dayatmaları Anayasa değişikliğinde ve yasalarla güvenceye alınmazsa “ Geri dönecekleri ”  Tehdidinden de çekinmemektedirler. İktidarın Sempati kazanması için Devletin âciz, güçsüz, hukuksuz duruma düşürülmesi yeğlenmiştir. Terör örgütü, İmralı görüşmeleri ile devletin muhatabı yapılmıştır. Öyle­ki yabancılar bile sürecin sonuçlanması için örgüt elebaşının serbest kalmasını önermektedirler. 

Tutuklamaları cezaya dönüşen askerleri, bilim adamlarını, gazetecileri gündeme getiren pek az kimse vardır. Tüm çabalar ve Meclis tatile girmeden çıkarılması istenen yasalar PKK’lılarla KCK’lılar içindir. Asya’nın kapısı Türkiye, AB ve ABD için yolgeçen hanı yapılmak istenmektedir. PKK terörünü Türkiye üzerinde bir baskı aracı türünde kullanmak için kollayan ABD’nin Ortadoğu Projesi’ni gündemden kaldırdığına ilişkin bir belirti yoktur. Arada sırada özgürlükler konusunda uyarı niteliğinde açıklamalar yapsalar da Büyükelçi aracılığıyla “ Türkiye demokrasisine güvendiklerini ” de söylemektedirler. 

Bugünkü yapının adından başka neresi demokrasi ise.   AB üyelerini hukuk dışı dinleyen ABD için Türkiye “ Çantada keklik ” tir.

Yalnız bunlar mı?

Gezi Parkı ve Beşiktaş Çarşı Grubu eylemcilerini camiye ayakkabılarıyla girmekle ve camide bira içmekle suçlayan Başbakan’ın olayları tersine çevirerek
“ Faiz lobisi, yabancılar etkisi, illegal gruplar ” yakıştırması, polisin şiddetini savunup güçlendirme sözleri yanında eylemcileri yakıp yıkmakla eleştirmesi de şaşkınlık yaratmıştır. Kitap okuma, dik durma, karanfil dağıtma ve birarada olmayı suç sayarak müdahale bahaneleri yaratmakta da usta yöneticiler devlete olan güveni sarsmışlardır. 

Asıl Şaşırtıcı durum, Bilinen belli yargılamalar dır. 

Yakınmaların ne ölçüde haklı olup olmadığı temyiz incelemesiyle ortaya çıkacaktır. Yargı büyük bir sınav aşamasındadır. Yazılıp duyurulan, izlenen yakınma konusu hukuksuzlukların nasıl denetlenip değerlendirileceği görülecektir. 

Balyoz Davası’nın binlerce sayfalık dosyasının kısa sürede Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca okunup bitirilerek tebliğ name düzenlemesinin ne ölçüde inanılır 
ve güvenilir olduğu da ilgili Daire’nin incelemesiyle belli olacaktır. 

ABD Merkez Bankası’nın açıklamasıyla başlayan Ekonomik çalkantının Türkiye dalgalarına nasıl karşı konulacağı, “ Güçlü Ekonomi ” nin nasıl dayanacağı, yaklaşan Yüksek Askeri Şûra toplantıları sırasında ve sonrasında ayrılmalarla tartışılan Türk Silahlı Kuvvetleri ’nin nasıl biçimlenip yönetildiği de önümüzdeki süreçte daha iyi anlaşılacaktır. 

Şaşkınlıklar ve Meraklar sanırız giderilecektir. 

Ethem SARISÜLÜK’­ü öldüren polisin cumhuriyet savcılığınca istenen tutuklanmasına ilişkin red gerekçesinin ( Polisin silahının atılan taşla yön değiştirdiği, korunma savunması, bedenine 37 taş atıldığı savı, linç edilmek istendiği, kaskının alındığı vd. hususlar ) değerlendirilmesi de ilginç olacaktır. Başbakan’ ın polisleri “ Destan yazan kahraman ” ilan etmesi de.



Yekta Güngör Özden
13 Temmuz  2013 

..