Sinan Aygün etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sinan Aygün etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Aralık 2021 Cumartesi

Ceviz Kabuğu’nda AB’nin Kasım 2007’deki İlerleme Raporu’na Dikkat Çekildi

 Ceviz Kabuğu’nda AB’nin Kasım 2007’deki İlerleme Raporu’na Dikkat Çekildi



17 Aralık 2007 Pazartesi,
Hulki Cevizoğlu
Sinan AYGÜN


Kemalist Felsefenin tasfiyesi isteniyor.,

ATO Başkanı Sinan Aygün, Avrupa Birliği’nin raporunda askerin manevra kabiliyetinin kısıtlanmasını açıkça talep ettiğini söyledi.

Gazeteci-yazar Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Ceviz Kabuğu programında bu hafta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın bir seminerde sarf ettiği “PKK Meclis’te” sözleri ve teröristlerin affına olanak sağlayan eve dönüş yasa tasarısı tartışıldı. Programın konukları Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ve Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen’di. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon da programa telefonla bağlanarak tartışmaya katıldı. Programda ortak soru “Teröristlerin suç işleyip işlemediği nasıl belirlenecek?” olurken, dağdan inen teröriste iş garantisi verilmesi eleştirildi. Hulki Cevizoğlu teröristlere yönelik af söylemlerine değindi ve “Onların düz ovaya inmesini isteyenler kendi koltuklarından inmek zorunda kaldı” dedi. 

Açıkça destekliyor.

Cevizoğlu, “Büyükanıt PKK Meclis’te” dedi diye istifaya davet edildi ancak bu adamlar seçimle buraya geldi. Büyükanıt ne yapacaktı? Sandığın başına asker mi dikecekti?” diye sordu. Sinan Aygün ise, Büyükanıt’ın sözlerinde yerden göğe kadar haklı olduğunu söyledi ve şöyle konuştu: “DTP, PKK’ya terör örgütü diyemiyor. Öcalan’a bebek katil diyemiyor. Bu nedenle Sayın Genelkurmay Başkanı yerden göğe kadar haklıdır.” Aygün programda ulusal basında yer almayan çeşitli fotoğraflar göstererek Avrupa’nın açıkça terör örgütü PKK’ya destek verdiğinin altını çizdi. 

İç savaş tehlikesi.
 



Büyükanıt’ın istifa etmesi durumunda da ordunun görüşünün değişmeyeceğini savunan Aygün, “Büyükanıt Paşa, istifa etmeyip zorunlu olarak ayrılmak zorunda kalsa bile alttan aynı sistem içinde yetişmiş biri gelecektir” dedi. 

Aygün, DTP ile ilgili olarak başlangıçta sorunu çözebileceğine dair umutları olduğunu ancak bunun gerçekleşmediğini açıkladı ve “Evet, PKK meclis’te” dedi. Hulki Cevizoğlu’nun, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın “Meclis’te PKK’lı görmedim” biçimindeki sözlerini hatırlatması üzerine Aygün, “ Demek ki kendisi Meclis’e hiç gitmiyor” cevabını verdi. https://www.iyibilgi.com/?haber,46380
Bir izleyicinin, geçen yıl Sinan Aygün’ün bir açıklamasını hatırlatması üzerine Aygün, “Evet o sözlerimin bugün de arkasındayım. Türkiye’de iç savaş tehlikesi kapıdadır. Tabii böyle giderse” dedi. Ceviz Kabuğu’nu arayan şehit annesi Hatice Işık ise, AKP’nin teröriste af çıkarma girişimini ağır dille eleştirdi ve “Ne hakla af çıkarıyorlar? Bizim çocuklarımızın katillerine af çıkaramazlar. Cumhuriyet şehitleri boşuna mı şehit oldu? Nerde şu çılgın Türkler? Şehitler ölmez vatan bölünmez deniyor ama, ne yazık ki şehitler ölüyor, vatan bölünüyor” dedi. Cuma günü Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapılan AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’yi bitirecek sonuçların çıktığını ifade eden Aygün, Kasım 2007’deki AB İlerleme Raporu’nu kimsenin konuşmadığını, burada çok önemli olumsuz kararlar alındığını söyledi. Sinan Aygün’ün okuduğu rapora göre, AB Türkiye’den Kemalist felsefeden vazgeçmesini, askeri harcamalar üzerindeki Meclis denetiminin artırılmasını, askeri eleştiren gazetecilerin Genelkurmay’daki toplantılara katılma izni verilmesini, askerin manevra kabiliyetinin kısıtlanmasını, askerin politik, sosyal ve dış politika konularında konuşmamasını açıkça talep ediyor. Sinan Aygün AB’yi her iktidarın halka şeker olarak yutturduğunu ama AB’nin açıkça Türkiye’yi istemediğini ifade etti. Aygün, bir PKK’lıdan kendisine gelen notu okuyarak PKK’nın finansal desteğinin ne boyutlara geldiğini ortaya koydu. Aygün’e gelen nota göre PKK tüm dünyada holdingleşmiş. Öcalan’ın savunmasında PKK’nın siyasi kaynaklarını açıkladığını, ancak bu arşivlerin ortada olmadığını dile getiren Aygün, PKK’nın önündeki tek engelin asker olduğunu, şimdi askeri bitirmeye çalıştıklarını söyledi. 

Kiralık köşe tutucular.

Programa telefon bağlantısıyla katılan eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Hurşit Tolan, terörün afla alt edilebileceği düşüncesinin son derece yanlış olduğunun altını çizerek şu değerlendirmeleri yaptı: “Eve dönüş yasası türünde yasalar bundan önce sekiz defa gündeme geldi. Hiçbirinde başarı sağlanamadı. Bunda da sağlanamaz. Zaten gelen tepkiler üzerine hükümet bunu sadece tasarı olduğunu söylemek durumunda kaldı. Afla terörü alt edeceğimizi düşünüyorsak fevkalade hatalı bir yoldayız demektir. Çünkü örgüt, af dışında anayasa değişikliği, anadilde eğitim gibi şeyler de istiyor. Bu sadece içerideki bir grubun değil dışarıdaki güçlerinde etkilediği bir durumdur. Bu düşünceyi ’Sevr paranoyası’diye tanımlarlar ama biz de bu tanımı yapanları ’kiralık köşe tutucular’ olarak tanımlarız. Terörle mücadele de devletin bütün kurumları olmadıkça, psikolojik harekât yapılmadıkça başarı mümkün değil.” Tolon, AKP hükümetinin Avrupa Birliği’nden gelen bildiri ve sözleşmeleri imzalamasını ve İkiz Sözleşmelerin onaylanmasını eleştirerek “19. hükümetten bu yana hükümetlerin önüne gelen bildiri ve sözleşmeler bu güne kadar imzalanmadıysa bunun bir nedeni vardır” şeklinde konuştu. Tolon’un bu değerlendirmesini Hulki Cevizoğlu, Türkiye’de uygulanan siyasi linç olarak yorumladı ve “Türkiye ortak bir linç ile bu hale geldi. Biri karar aldı biri imzaladı. İmzalayan karar alanı karar alan imzalayanı suçladı.” dedi.

Diyecek sözüm yok.

Programın sonunda yabancı sermaye ve Oyakbank’ın satışı konusu da ele alındı. Sinan Aygün, “Ülke kaynakları yabancılara kiralandı. Evet, toprağı götürmüyorlar ama üzerinde ne varsa götürüyorlar. Oyakbank asla satılmaması gereken bir bankaydı” dedi. Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen ise “Tüm bankalarımız finansal kalelerimizdir. Oyakbank’ın satılmasını istemiyorum” deyince, Cevizoğlu, “Kalenizi asker olarak siz mi sattınız? İzleyicilerimiz soruyor. Oyakbank’ı korumak için Meclis’ten tezkere gerekmiyordu. Niçin engel olunmadı, diyorlar” dedi. Eslen, “Cevap verecek durumu olmadığını” söyledi ve üzüntüsünü dile getirdi. 

Ceviz Kabuğu’nda, Milli Futbol Takımımızın sponsoru Adidas firmasının kırmızı beyaz renkli milli formanın rengini değiştirerek turkuaz yapması konusu da ele alındı. Cevizoğlu’nun bu konudaki görüşünü sorduğu eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Tolon, “Bunlar safsatadır. Bunlarla zaman kaybedemeyiz. Onlar istiyor diye yarın isimlerimizide mi değiştireceğiz?” diyerek tepkisini gösterdi. Cevizoğlu ise, yarın sponsorun değişmesi durumunda, bu sefer de onun başka renk isteyebileceğini, bunun sonun olmadığını belirtti ve şöyle konuştu: “Biz her sponsorun istediğine uyarak milli forma rengimizi sürekli değiştirirsek, bukalemun oluruz. Zaten siyaseten bukalemin olduk. Sürekli renk değiştiriyoruz. Ne derlerse yapıyoruz.” 

Sağlam Siyasi irade gerekir.

Programın diğer konuğu Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, “Askerin terörün mali ve siyasi desteklerinin kesilmesi ile ilgili kaygıları var ve dile getiriyor” dedi. Eslen, PKK’ya karşı yapılması gerekenin psikolojik savaş olduğunu ancak bu savaşı yapacak bir devlet kurumunun olmadığını söyledi. Eslen, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği içindeki Psikolojik Harekât birimini de Avrupalılar istiyor diye bizzat hükümet tarafından kapatıldığını açıkladı. Eslen, “PKK eli silahlı ve kravatlı olarak ikiye ayrılır. Kravatlı PKK, güneydoğuda belediye başkanı olarak karşımıza çıkabiliyor” dedi. Hulki Cevizoğlu “Türkiye, teröre destek veren belediye başkanlarını bile tek bir imzayla görevden alamazken, Meclis’te dokunulmazlığı olan milletvekillerini nasıl yargılayacak?” sorusunu yöneltti. Emekli Eslen, bu soruya şu karşılığı verdi: “Bu mücadelenin yapılabilmesi için sağlam bir siyasi niyet ve iradenin olması gerekir. Diplomatik hareketlerin yanında psikolojik harekât stratejileri belirlenmeli. Yabancı devletlerin Türkiye, üzerinde ciddi psikolojik harekâtları var.”
   
http://www.cevizkabugu.com.tr/gundem.asp?procid=72

***

18 Şubat 2016 Perşembe

Prof. Manisalı ve Darbenin Medya Ayağı






Prof. Manisalı ve Darbenin Medya Ayağı



 01.01.1970 02:00

Prof. EROL MANİSALI ve Darbenin Medya Ayağı

Taraf gazetesinin haberine göre, hükümeti ve TBMMyi ortadan kaldırmaya teşebbüsle suçlanan Ergenekon zanlısı Şener Eruygur'un gazetecilerin yanısıra akademisyenlerle de gizli görüşmeler yaptığı ortaya çıktı.
Jandarma Genel Komutanlığı'na sunulan rapora göre Prof. Dr. Erol Manisalı, hükümete karşı medyanın, sendikaların ve akademisyenlerin nasıl yönlendirileceğini ders verir gibi anlatmış. Manisalı askerlere, irtibata geçebilecekleri birçok ismi verip, "Güvenilir, kullanılabilir, yönlendirilebilir, yararlanılabilir" gibi özelliklerle referans göstermiş.
Eruygur'un emriyle Levent Ersöz ve Atilla Uğur, Prof. Dr. Erol Manisalı'yla karargahta yaptıkları görüşmeyi iki ayrı rapor haline getirerek Şener Eruygur'a sunmuş. İlk rapor Manisalı'nın toplantıda dile getirdiği konuların özetlendiği, 33 sayfadan oluşuyor, ikinci rapor ise "Prof. Dr. Erol Manisalı'nın Referans Verdiği Kişiler" başlığıyla 13 sayfa olarak hazırlanmış. Bu rapor da kendi içinde üç bölüme ayrılmış. Rapor, Manisalı'nın "önerdiği kişi", bu kişilerle ilgili "kanaati" ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın bu notlarla ilgili "yapılacak faaliyetleri" başlıkları altında toplanmış.
" Yapılacak Faaliyetler  " başlıklı bölümde Jandarma, Manisalı'nın referans verdiği kişilerle ilgili "irtibata geçilmesi", "mevcut irtibatın devam ettirilmesi" gibi kararlar almış. Raporda Emin Çölaşan'la ilgili bölüm ise dikkat çekici. Aydın Doğan'a dokunabilecek işlerden uzak durabileceği endişesine karşı, " Çalışmalarımızı bütünü göstermeden parça parça vermek suretiyle medyaya taşınması konularında kendisini kullanabiliriz " deniliyor.

Manisalı, Çölaşan'ın yanı sıra Mustafa Balbay'dan, ATO Başkanı Sinan Aygün'e, İşçi Partili Adnan Akfırat'tan, MHP tandanslı gazeteciler Arslan Bulut ve Arslan Tekin'e kadar birçok ismi referans göstermiş: "Bu kişilerle irtibata geçebilir, yönlendirebilirsiniz."

Prof. Dr. Erol Manisalı ile yapılan görüşme "ÖZEL BİLGİ NOTU" başlığını taşıyor. Bu başlığın hemen altında "Yapılan görüşme sonuçlarına yer veriliyor. Manisalı ile yapılan görüşmede, hükümetin 2003'te hazırladığı Acil Eylem Planı, Ulusal Birlik Hareketi, AB tarafından finanse edilen projeler, insanca Yaşam Projesi, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı, Uluslararası Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumu ve sendikaların durumu ele alınıyor. Raporda ortaya konan bazı tespitlerin daha iyi anlaşılabilmesi için önce
Manisalı'nın askerlere ilettiği görüşlere, ardından da Eruygur ve arkadaşlarının bu kişilerle ilgili aldıkları kararlarla ilgili görüşmeden bazı satırbaşları:

SAYLAN GARDROP ATATÜRKÇÜSÜ AB'YE LAF SÖYLETMİYOR

E.M (Emin Manisalı): Ulusal Birlik Hareketi esas benim konum. Toplantıya Yaşar Hacısalihoglu gitti. Benim birçok konuda birlikte çalıştığım güvenilir bir kişi. Bizzat katılmayı uygun görmediğim yerlere onu gönderiyorum. Bana bilgi getiriyor. UBH'da Türkan Saylan gibi gardrop Atatürkçüler var. AB ye laf söyletmiyor. Gümrük Birliğini savunuyor. Atatürkçülüğü istismar ediyor, kullanıyor. Bülent Berkarda'yı tanırım. Elini taşın altına koymaz. Atatürkçülüğün altını eğitim politikası, ticaret politikası vs ile doldurmazsan ayaksız masa gibi olur.
Halkın eğitilmesi değil, örgütlenmesi önemli. Ben öğrenciyi eğitiyorum, gidip Fransız şirketinde iş bulup Türkiye aleyhine çalışıyor. Yine de araya Yaşar Hacısalihoglu gibi birini koyup kullanabilir, siz de yönlendirebilirsiniz."

Jandarma Yapılacak Faaliyetler:

" Yaşar Hacısalihoglu ile İstihbarat Başkanı seviyesinde görüşülmesi. Mevcut irtibatımızın geliştirilmesi. Bu kapsamda çalışmalarımızın kamuoyuna intikali ettirilmesi konularında yararlanılması.

ULUSAL CEPHE BENİM KONUM

E.M: " İrticai Unsurlarla Mücadele Sempozyumu benim ilgi alanım dışında. Benim konum ulusal cephe, onunla meşgulüm. Mücadele başka bir alan. O konuda Prof. Alparslan Işıklı ve Prof: Sina Aksin ile görüşebilirsiniz. Ben onlara güvenirim. Toktamıs Ateş Fethullahçıdır. Ben dikkat etmenizi öneririm."

Jandarma-Yapılacak Faaliyetler:

 Daire Başkanı ve müteakiben İstihbarat seviyesinde Işıklı ve Aksinle görüşülmesi. Seminerin yeri, katılımcıların belirlenmesi, planlanması ve irtica konularında yararlanılması uygun değerlendirilmektedir."

GÖRÜŞ, KULLAN, YARARLAN: SENDİKALARI MANİPÜLE EDEBİLİRİZ

E.M: "Hükümetin Acil Eylem Planı gerçekten çok güzel hazırlanmış, ciddi bir çalışma. İthalatın ihracata oranla 22milyar dola fazla olması ve 7 milyar dolar cari işlemler açığı, son 10 yılın rekorudur. AKP yolsuzlukla mücadeleyi hem kendisinden korktuğu için, hem de diğerleri hakkındaki dosyaları koz olarak elinde bulundurmak istediği için ağırdan alıyor, özelleştirmedeki başarısızlığı aslında iyi bir başarısızlıktır. TEKEL'i ne kadar geç satsa o kadar iyidir, çalışmayı Yıldırım Koç (Görüşmenin yapıldığı tarihte Türk-İş Genel Başkan Danışmanı) aracılığı ile kamuoyuyla paylaşabilirsiniz. Ben onu güvenilir buluyorum. Sendikal faaliyetlerde önemli bir kişi, ulusal duyarlılıkları olan biri. Yönlendirilebilir ve yararlanılabilir. Yol-lşten Fikret bey (Yol-tş Başkanı Fikret Bann) yönlendirilebilir ve yararlanılabilir. Ulusal duyarlılıkları olan güvenilir biri. Güvenilirliğini siz de test edin. Yol-lş ve Yıldırım Koç'u kullanabilir, kullanarak sendikaları manipüle edebilirsiniz. Sendikalarla ilgili çizelgeyi bana e-posta ile gönderirseniz sevinirim.
ATO Başkanı Sinan Aygün yönlendirilebilir ve yararlanılabilir. Siyasal görüşü bizimle tam örtüşmese de ulusal duyarlılıkları olan milli ve laik kişiliği, dış politikalara ilişkin duruşu ile güvenilir bir kişi.
Aydınlık'tan Adnan Akfırat'ı da kullanabilirsiniz. Fırat ve Aydınlık Dergisi'nde çalışan 2-3 kişi ulusalcılık çizgisinde güvenilir yapıdadır.
Bir konu Aydınlık bir defa yayınlanınca ben dahil, Mustafa Balbay, İlhan Süter gibi birçok köşe yazarı oradan alıntı yapıyor.
Aydınlık istediğiniz her şeyi yayınlar.

Jandarma-Yapılacak Faaliyetler:

" Yıldırım Koç ile mevcut irtibatımızın devam ettirilmesi. Yol-lş Sendikası'ndan Fikret Beyin, Yol-lş ile mevcut ilişkilerimiz kapsamında yönlendirilmesi. Sendikalann eylemlilik sürecine çekilmesi ve hükümetin Acil Eylem Planı'na ilişkin çalışmalarımızın kamuoyuna intikal ettirilmesi konularında yararlanılması.
Sinan Aygün ile İstihbarat Başkanı (Levent Ersöz) seviyesinde görüşülmesi. Bilgi alışverişinde bulunulması. Bu kapsamda çalışmalarımızın kamuoyuna intikal ettirilmesi.
Daire Başkanı (Atilla Uğur) seviyesinde Aydınlık Dergisi, Adnan Bey ve diğer yazarlarla görüşülüp çalışmalarımızı parça parça vermek suretiyle medyaya taşınması konularında yararlanılması."

MEDYAYI YÖNLENDİRİN: ÇÖLAŞAN'A PARÇA PARÇA VERİLSİN

E.M: " Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı'nın arka planı ve diğer konular, İstanbul medyasında bütünü göstermeden Emin Çölaşan'a parça parça verilebilir, yönlendirilebilir. İnsanca Yaşam Projesi'nin arka planıyla ilgili Çölaşan'a sağlam bir yerden bilgi uçurulursa kullanabilir.
"MHP tandanslı Yeniçağ ve Ortadoğu gazetelerine ben çok sıcak bakıyorum. Yönlendirebilir, kullanabilirsiniz."

Jandarma-Yapılacak Faaliyetler:

" Emin Çölaşan ve benzer çizgideki diğer yazarlarla daire başkanı seviyesinde görüşülmesi. Çalışmalarımızı parça parça vermek suretiyle medyaya taşınması konularında kullanılması. Yeniçağ'dan Arslan Bulut ve Arslan Tekin ile mevcut olan örtülü iltisakımızın geliştirilerek sürdürülmesi. Bilgi alışverişinde bulunulması. Bu kapsamda çalışmalarımızın kamuoyuna intikal ettirilmesi konularında kullanılması."
E.M: Ulusal Kanal, duyarlılıkları çok yüksek bir yayın organı. Ülkücülerle de iş birliği içindedirler. Kıbrıs konusunda Denktaş'a destek programları yapıyorlar. Kanaldan Şule hanımla (Şule Perinçek) görüşebilir, yönlendirebilir ve yararlanabilirsiniz. Cumhuriyet Gazetesi'nden Barış Tostaş ve diğer birçok yazarla da görüşülebilir."

Jandarma-Yapılacak Faaliyetler: 

Daire Başkanı seviyesinde Şule hanım, Barış Tostaş ve benzer çizgideki diğer yazarlarla görüşülmesi. Çalışmalarımızın kamuoyuna intikal ettirilmesi."
Medyayı 'koordine' planı

E.M: Aydın Doğan ve TÜSİAD medyası yüzde 70 düzeyinde. Diğerleri kopuk. Bunları birleştirip koordine edebilirseniz, bir güç haline gelirler. Yerel Televizyon ve gazetelerle temas etmek lazım. İzmir TV sahibi Ali Beyi kullanabilirsiniz. Ben onu güvenilir bulurum. Siz de test edin. Mersin TV, Hatay'dan Kıbrıs'a kadar izleniyor. Ahmet Karaoğlu ile temas edebilirsiniz. Konya Sun TV, Trabzon ve Antalya'daki televizyonlar kullanılabilir.

Jandarma-Yapılacak Faaliyetler: 

"11 Jandarma Komutanlıklarından yerel tv ve gazetelerin durumları ve biyografik istihbaratına dair bir rapor istenmesi. Daire Başkanı ve İstihbarat Başkanı seviyesinde durumu uygun değerlendirilen gazete ve TV sahipleri, etkin yazar ve programcılar la görüşülmesi. Programların ve yayın politikalarının yönlendirilmesi. Çalışmalarımızın kamuoyuna intikali ettirilmesi konularında yararlanılması"
http://www.ufkumuz.com/prof-manisali-ve-darbenin-medya-ayagi-4288h.htm

...