Amerika, AKP-CHP Koalisyonu İster mi?
Erol Manisalı
Pazartesi, Haziran 06, 2011
Ünlü İngiliz Türkolog Dr. Andrew Mango, 2010 yılının başlarında, sorduğum soruya şöyle yanıt verdi: “ABD ve AB için AKP iktidarı ‘Ehveni şer’dir.”
Mango bu değerlendirmeyi yaptığında “yeni CHP” henüz oluşmamıştı. Acaba bugün aynı yanıtı verir miydi? Seçimlere birkaç gün kala Batı’nın ideal tercihi ne olabilir?
Seçimin matematiksel sonuçlarından düşünülebilecek bazı olasılıkları ele alalım. Hatta biraz da uçuk zorlamalar yapalım.
- Birinci olasılık, AKP’nin tek başına iktidar olması.
- İkinci olasılık ise koalisyon zorunluluğu.
Herkesin aklına ilk gelen CHP-MHP koalisyonu olur. Ancak ABD’nin işine, ideal bir çözüm olarak neden AKP-CHP koalisyonu gelmesin?
Uçuk ve gerçekdışı görünmesine rağmen “küresel hesaplara” uygun olduğunu söylemek, yanlış olmayacaktır.
Nedeni ise Kürdistan projesinin tamamlanması ile ilgilidir. ABD, AB ve İsrail için “hayati” önem taşıyan bu projenin tamamlanması, ancak iki büyük partinin desteği ile “Türkiye’ye kabul ettirilebilir.”
AKP ya da CHP’nin bunu tek başına yüklenmeleri, yalnız partileri açısından değil, Türkiye’nin mevcut zemini açısından da imkânsızdır.
İlk bakışta “gerçekdışı görülen” bu olasılık projenin Batı için taşıdığı olağanüstü önceliği dolayısıyla,“uygulanabilir hale dönüştürülebilir.”
- Madem ki Kürdistan projesi ABD, AB ve İsrail tarafından her ne pahasına olursa olsun gerçekleştirilmek isteniyor:
- Proje, bölgedeki dört ülkeyi kapsayacak bir biçimde ele alınıyor.
- Türkiye Batı’nın, bölgedeki temel dayanağı durumuna sokulmuş bulunuyor.
O halde küresel güçler bu koalisyonu gerçekleştirmek için ellerinden geleni yapacaklardır. İç dinamiklerdeki engeller, küresel güçlerin zorlaması ile çözülebilecektir.
21 yıl önce, W. W. Bush’un talebinin, Ankara tarafından reddedilmesinden bugüne çok şey değişti.
- Erbakan gitti, yeni AKP geldi.
- Eski CHP’nin yerine, biraz geç de olsa yenisi doğdu.
- TSK NATO zeminine iyice oturtuldu.
Yan faydaları da var
Böyle bir koalisyonun, ABD ve AB için yan faydaları da bulunuyor:
- Türkiye’deki İslami yeniden yapılandırmanın önü kesiliyor; Batı’yı rahatsız eden gelişmeler dengeleniyor.
- Sosyal demokrat, laik ve Atatürkçü çevrelere biraz nefes alma olanağı sağlıyor.
- Türkiye’de Batı yaşam tarzına uygun sosyal dokudan geriye dönüş olmuyor.
- Batı karşıtı, radikal şeriatçı ya da solcu akım ve örgütlenmeler frenlenmiş oluyor.
- Dincilerle laikler, ulusalcılarla küreselciler arasındaki kutuplaşma ve çatışmalar azalıyor.
- Türkiye’nin yeni küresel düzene iktisadi, siyasi, kültürel ve askeri entegrasyonu daha rahat hale geliyor.
‘Türkiyeleştirme’ mi?
Son yıllarda hep tartışıldı. Hele son aylarda Türkiye’nin bazı Arap ülkelerine örnek olması fiilen gündeme de geldi.
Yalnız Arap ülkelerinin değil, özellikle İran’ın da “Türkiyeleştirilmesi” ve küresel sisteme entegrasyonu, Batı için yaşamsal bir önem taşıyor.
C. Rice’ın sekiz yıl önce kastettiği de zaten bu değil miydi? 22 bölge ülkesinin rejimlerinin ve sınırlarının değiştirilmesi planı... Plan yavaş yavaş gerçekleşiyor.
Ortadoğu’daki Kürdistan projesi ABD, AB ve İsrail için temel olan bir hedeftir. Herkes için hayal sanılan ya da uçuk görülen bir AKP-CHP koalisyonunu, Batı açısından bu bağlamda değerlendirmek gerekir.
Türkiye için sonuçlarına gelince, o apayrı bir mesele. Kimileri içinden, “Erol Hoca şimdi sırası mıydı bu konulara değinmenin” diye serzenişte bulunabilir. Ama ben bir bilim insanı olarak izlenen politikalara ve fiili gelişmelere bakarım. Bunların ortaya koyduğu eğilimlerden sonuçlar çıkarmaya çalışırım.
Politik gibi görünmesine karşın yaptığım iş oldukça teknik ve sayısal bir sonuçtur. Fotoğraf makinesi böyle bir resim çiziyorsa bunun suçu bende değil... Gerçeklere gözlerimizi kaparsak sorunları hiçbir zaman çözemeyiz.
http://haberguncel.blogspot.com.tr/2011/06/amerika-akp-chp-koalisyonu-ister-mi.html
.