İlker Başbuğ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İlker Başbuğ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Eylül 2015 Pazar

Uğur Dündar’ın İlker Başbuğ ve Şükrü Elekdağ ile PKK Hakkında Söyleşisi




Uğur Dündar’ın İlker Başbuğ ve Şükrü Elekdağ ile PKK Hakkında Söyleşisi



SÖZCÜ, 14-17 Eylül 2015

İlker Başbuğ ile Uğur Dündar'ın PKK Söyleşisi

Türk-Kürt çatışması yaratıp uluslararası platforma taşımak isteyenler var!..

Sevgili okurlarım,
Bölücü terör örgütü PKK, ölüm yağdırıp, ülkemizi kan gölüne çeviriyor. Peş peşe gelen şehit haberleri vatanını seven herkese derin acılar yaşatıyor. ABD ve Avrupa basını, Güneydoğu Anadolu’da yaşananları iç savaşla boğuşan Irak ve Suriye’ye benzetiyor.

Bugünden itibaren köşemde “terörü” tüm yönleriyle ele alan bir dizi röportaj yayınlıyorum. 
Zira terörün tırmanışa geçmesinin nedenleriyle hedefini irdelemenin, tarihi bir sorumluluk ve kaçınılmaz yurttaşlık görevi olduğuna inanıyorum. Röportajlarda zihinlere takılan tüm sorulara cevap aramaya çalışacağım.

İlk konuğum Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
 
26. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ.
Yarından itibaren de yaşadığımız coğrafyadaki gelişmelerle ilgili tüm öngörüleri doğru çıkan bilge diplomat, Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ konuğum olacak.

Emekli Orgeneral İlker Başbuğ
’a sorularım ve aldığım cevaplar şöyle:
http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/ugur-dundar/turk-kurt-catismasi-yaratip-uluslararasi-platforma-tasimak-isteyenler-var-934419/ http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/ugur-dundar/turk-kurt-catismasi-yaratip-uluslararasi-platforma-tasimak-isteyenler-var-934419/ 
14 Eylül 2015, SÖZCÜ

***

UĞUR DÜNDAR: Sayın Başbuğ, siz Türkiye’de “Kürt sorunu” olmadığını söylüyorsunuz. Neden?

TÜRKİYE’DE KÜRT SORUNUYOK; TERÖR SORUNU VAR
İLKER BAŞBUĞ: Evet öyle söylüyorum. Türkiye’de “etnik sorun” diğer bir deyişle 
“Kürt sorunu” yoktur.
 Ancak, bazıları hep “Kürt sorunu” (etnik sorun) olduğunu öne sürdüler. Buna itiraz ederek sorun “Kürt Sorunu” değil, terör sorunudur, dedik.

DÜNDAR:
 “Kürt sorunu” olmadığını neye dayanarak söylüyorsunuz?

BAŞBUĞ:
 Şuna dayanarak söylüyorum: Türkiye, nüfus yapısı açısından homojen bir durumda değildir. Türkiye’de etnik kökenleri farklı insanların var olduğu bir gerçektir. Etnik farklılıklar kendi başına bir önem ifade etmez. Önemli olan etnik farklılıkların, ayrımcılığa 
yol açmamasıdır.


DÜNDAR:
 Ayrımcılık derken neyi kastediyorsunuz?

BAŞBUĞ:
 Sosyolojik anlamda ve bilimsel açıdan, Türkiye’de “Kürt sorunu” varsa, bu iddiada bulunanların, günlük hayat gerçekleri içerisinde, kendisini “Kürt” olarak tanımlayan vatandaşlara, eğitimde, iş alanlarında, yerleşim yerlerinde, kısacası Türkiye’nin 
her yerinde ayrımcılık yapıldığını ortaya koymaları gerekir.
 Böyle bir şey, bugüne kadar olamamıştır. Yok olan şeye var denilemez.

DÜNDAR:
 Ayrıcalık uygulanması halinde sonuçları ne olur?

BAŞBUĞ: Etnik çatışma olur. Etnik çatışma, farklı etnik gruplar arasında olur.
Ülkede etnik çatışma yaratmak isteyenler, bu amaçlarına ulaşabilmek için, toplumu etnik farklılıklar açısından, derin bir şekilde bölünmüş bir topluma dönüştürmeye çalışırlar. Bu durumda da etnik çatışma kaçınılmaz olur.

DÜNDAR:
 Türkiye son iki aydır, kanlı ve karanlık bir süreç yaşıyor. Her güne yeni bir terör eyleminin haberi ile uyanıyoruz. Tarifsiz üzüntüler ve acılar içindeyiz. Bu eylemleri gerçekleştiren PKK terör örgütünün sizce amacı ve varmak istediği hedefler neler?
TÜRKLER İLE KÜRTLER KARŞI KARŞIYA GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
BAŞBUĞ: Bakın, bugüne kadar PKK uyguladığı terör ve şiddetle Türkiye’de “terör sorunu”nu,
“Kürt sorunu/etnik soruna” dönüştüremedi. Türklerle, Kürtleri karşı karşıya getiremedi.
Şimdi, yapılmak istenilen budur.


DÜNDAR
: Türklerle, Kürtlerin karşı karşıya gelmesinden endişeli misiniz?

BAŞBUĞ
: Evet. Bazı kentlerimizdeki işyerlerinin Kürtlere ait diye yakılıp, yıkıldığına, bölgeye giden otobüslere saldırıldığına, Kürt diye insanların dövüldüğüne şahit oluyoruz. Bu yaşananlar, iş yerlerinde, yerleşim yerlerinde etnik kökenlere bakarak ayrımcılık uygulamalarına dönüşürse, işte o zaman Türkiye’de “Kürt sorunu/etnik sorun” var olduğunu bütün dünyaya göstermiş olursunuz. Böyle bir Türkiye’yi görmeyi arzu eden 
ülke ve kişilerin olduğunu da unutmayalım. Böyle davranışlar, ülkeyi felakete sürükler.
TÜRKİYE’NİN KÜRT SORUNU SARMALINA GİRMESİNİ İSTEYENLER VAR
DÜNDAR: Bundan sonrası ne olur?

BAŞBUĞ
: Etnik sorunun var olması halinde, farklı etnik grupların bir arada yaşaması zorlaşır. Buradan da ortaya etnik çatışma çıkar. Baştan beri en korktuğumuz da budur. Bugüne kadar, PKK’nın başaramadığını, aman bazıları bilinçsizce ve alet olarak yapma gafletine düşmesinler. Sağduyu, soğukkanlılık şart. Unutmayın, Türkiye’nin bir “Kürt sorunu/etnik sorun” sarmalına girmesini isteyenler var. Onların amaçlarına hizmet edilmemeli.

DÜNDAR
: Sorumlu ve yetkili makamdakilere bir şey söylemek ister misiniz?

BAŞBUĞ: Türkiye’nin karşılaşabileceği en büyük tehlike, yürütmekte olduğu terörle mücadelenin uluslararası zemine taşınması ve orada tartışma konusu haline getirilmesidir.
 Türkiye, bu konuda çok dikkatli olmak ve ne olursa olsun bu şekildeki gelişmeleri engellemek zorundadır.
KİMSE TÜRK MİLLETİ’NİN GÜCÜNÜ SINAMAYA KALKMASIN
DÜNDAR: PKK terör örgütüne, destekleyenlere, yardım edenlere bir sözünüz olacak mı?

BAŞBUĞ:
 Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milleti’nin gücünü sınamaya kalkmayın. Kaybeden siz olursunuz.

DÜNDAR:
 Topluma son bir mesajınız var mı?

BAŞBUĞ:
 Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve her türlü zenginliğiyle bütün vatandaşlarını daha güzel geleceğe taşıyacak olanaklara sahiptir. İhtiyaç duyduğumuz tek şey, barış ve huzur ortamı içinde, yüzyıllardır olduğu gibi, sırt sırta, omuz omuza yaşama arzumuzun korunup, devam ettirilmesidir.

DÜNDAR: Teşekkür ederim Sayın Başbuğ.


BAŞBUĞ:
 Ben de hem size, hem de Sözcü’ye teşekkür ederim.

NOT:
 Daha geniş bilgi arayan meraklılar İlker Başbuğ’un, 2011 yılında çıkan 
“Terör Örgütlerinin Sonu” adlı kitabına bakabilirler.
*****

Güneydoğu Türkiye’den fiilen kopuyor mu?..


Bilge diplomat, Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ’dan Türkiye’yi sarsacak tespitler

http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2015/09/15/1670.jpg
Uğur Dündar’a konuşan Şükrü Elekdağ, “PKK’nın silaha sarılmasının nedenlerinden biri,
çözüm süreci sırasında kazandığı psikolojik üstünlük duygusudur” dedi.  
(SÖZCÜ, 15.09.2015)
Şükrü Elekdağ, Erdoğan’ın “Buzdolabında” dediği çözüm süreciyle ilgili “AKP Hükümeti, üç yıldır halkımızı çözüm süreciyle uyuturken PKK da
hükümeti uyutmuş ve bu süreyi kentlerde örgütlenip silahlanmak ve
Güneydoğu’da halk üzerinde kontrol tesis etmek için kullanmıştır” dedi

Sev­gi­li okur­la­rım,


Bö­lü­cü te­rör ör­gü­tü PKK, ül­ke­mi­ze ölüm yağ­dı­rıp, kan gö­lü­ne çe­vi­ri­yor. Peş pe­şe ge­len şe­hit ha­ber­le­ri va­ta­nı­nı se­ven her­ke­se de­rin acı­lar ya­şa­tı­yor.
Gü­ney­do­ğu­’da dev­let ida­re­si çök­müş du­rum­da. Be­le­di­ye­ler, PKK’­nın ona­yı ol­ma­dan iş yap­mı­yor. PKK ay­rı­ca ver­gi top­lu­yor, iha­le­ler­den ko­mis­yon alı­yor. Bı­ra­kın bü­yük ya­tı­rım­la­rı, PKK izin ver­me­di­ğin­de ne­re­dey­se kim­se çi­vi bi­le ça­ka­mı­yor. Hat­ta güm­rük ka­pı­la­rı ve mah­ke­me­le­ri­nin bi­le ol­du­ğu öne sü­rü­lü­yor. Dev­let oto­ri­te­si ve ege­men­li­ği­ne mey­dan oku­ma­ya kal­kan te­rör ör­gü­tü, ba­zı il ve il­çe­le­ri­miz­de söz­de özerk­lik ilan edi­yor.
Dün Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri­’nin 26. Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı, Emek­li Or­ge­ne­ral İl­ker Baş­bu­ğ ile yap­tı­ğım rö­por­ta­jın ar­dın­dan bu­gün de, tüm ön­gö­rü­le­ri doğ­ru çı­kan bil­ge dip­lo­mat, Emek­li Bü­yü­kel­çi Şük­rü Elek­da­ğ’­ı kö­şe­me ko­nuk edi­yo­rum.
Zi­ra bu kao­tik at­mos­fer­de ço­ğu­mu­zun ak­lın­dan ge­çi­rip de söy­le­ye­me­di­ği bir şey var: 

“A­ca­ba böl­ge Tür­ki­ye­’den fii­len ko­pu­yor mu?”

İş­te Sa­yın Elek­da­ğ’­la ya­pa­ca­ğım söy­le­şi­de ço­ğu­mu­zun zih­ni­ne bur­gu gi­bi sap­la­nan bu so­ru­ya ce­vap ara­ya­ca­ğım. Evet, Gü­ney­do­ğu ko­pu­yor mu? Şa­yet öy­ley­se, na­sıl ön­le­riz?
Or­ta­do­ğu­’da­ki sa­vaş, PKK ile mü­ca­de­le ko­şul­la­rı­nı te­mel­den de­ğiş­tir­di. PKK’­nın şim­di ku­zey Su­ri­ye­’de Ro­jo­va de­ni­len ve ABD ta­ra­fın­dan ko­ru­nan bir ha­ki­mi­yet ala­nı­na sa­hip bu­lun­ma­sı ve IŞİ­D’­e kar­şı sa­vaş­ta Was­hing­to­n’­un müt­te­fi­ki ko­nu­mun­da ol­ma­sı, PKK’­nın Or­ta­do­ğu­’da bir si­ya­sal ak­tör ola­rak yük­sel­me­si­ne yol aç­tı. An­ka­ra­’da hâ­lâ “PKK si­lah bı­ra­kır­sa, çö­züm sü­re­ci baş­la­r” di­yen­ler, PKK’­nın bı­ra­kın si­lah bı­rak­ma­yı, fii­len or­du kur­ma pe­şin­de ol­du­ğu­nu gör­mek­ten aciz­ler.Bu du­rum, Tür­ki­ye­’nin PKK’­ya kar­şı sa­vaş­ta ye­ni, iç ve dış bo­yut­la­rı olan stra­te­ji ve ön­lem­ler ge­liş­tir­me­si­ni zo­run­lu kı­lı­yor.

Sa­yın Elek­da­ğ ile ya­pa­ca­ğım söy­le­şi­le­ri bu çok id­di­alı, çet­re­fil ve ge­niş ko­nu­ya has­re­de­ce­ğim.

UĞUR DÜN­DAR:
 Sa­yın Elek­dağ ilk so­rum şu ola­cak: PKK, ha­len kuv­vet­le­ri­nin çok bü­yük bir kıs­mı­nı Irak ve Su­ri­ye­’ye kay­dır­mış bu­lu­nu­yor. Bun­lar ABD ko­mu­ta­sın­da IŞİ­D’­e kar­şı sa­va­şı­yor­lar. PKK’­nın güç ka­pa­si­te­si­ni zor­la­ya­rak ay­nı za­man­da bir de Tür­ki­ye ile yo­ğun bir ça­tış­ma­ya gir­me­yi gö­ze al­ma­sı ak­la zi­yan bir du­rum de­ğil mi? Bu­nu na­sıl izah edi­yor­su­nuz?
PKK, AYAK­LAN­MA ÇAĞ­RI­SIY­LA HDP’­Yİ İŞ­LEV­SİZ İLAN ET­Tİ
ŞÜK­RÜ ELEK­DAĞ: Ger­çek­ten de, HDP’­nin %13 oy­la TBMM’­ye güç­lü bir par­ti ola­rak gir­me­sin­den ve “de­mok­ra­tik çö­zü­m” he­de­fi­nin bu­gü­ne ka­dar gö­rül­me­dik şe­kil­de ger­çek­leş­me şan­sı ka­zan­ma­sın­dan son­ra, PKK’­nın te­rö­re ku­dur­muş­ça­sı­na baş­vur­ma­sı­nın ne­de­ni­ni an­la­mak ilk ba­kış­ta hay­li zor gö­rü­nü­yor. So­ru­nu­zu ya­nıt­la­mak için ön­ce PKK’­nın ça­tış­ma­yı na­sıl baş­lat­tı­ğı­na de­ği­ne­ce­ğim.
KCK 11Tem­mu­z’­da “as­ke­ri ba­raj­la­rı­” ge­rek­çe gös­te­re­rek ateş­ke­si bi­tir­di­ği­ni ilân et­ti. 15 Tem­mu­z’­da ise KCK Eş­baş­ka­nı Be­se Ho­zad, Öz­gür Gün­dem Gazetesi’nde ya­yım­la­dı­ğı bir ma­ka­ley­le “Ye­ni sü­re­cin, dev­rim­ci halk sa­va­şı sü­re­ci ol­du­ğu­nu­” açık­la­dı. Bu­nun üze­ri­ne dağ­dan inen te­rö­rist­ler TI­R’­la­rı ya­ka­rak ey­lem­le­ri baş­lat­tı­lar ve bir ast­su­ba­yı­mı­zı şe­hit dü­şür­dü­ler. Ar­ka­dan, PKK, Cey­lan­pı­na­r’­da iki genç po­li­si­mi­zi ge­ce uyur­ken en­se­le­rin­den vu­ra­rak şe­hit et­ti. PKK Ba­sın İr­ti­bat Mer­ke­zi yap­tı­ğı açık­la­ma­da, bu­nun “Su­ruç kat­li­amı­na kar­şı bir mi­sil­le­me ve ce­za­lan­dır­ma ey­le­mi­” ol­du­ğu­nu açık­la­dı. Tür­ki­ye bir dev­let ol­ma­nın icap­la­rı­nı ye­ri­ne ge­ti­re­rek bu sal­dı­rı­la­ra sert bir şe­kil­de ce­vap ver­di ve bu su­ret­le baş­la­yan kan­lı sü­re­cin tır­man­ma­sıy­la bu­gün­le­re ge­lin­di. Bu­ra­da önem­li bir nok­ta­nın al­tı­nı çi­ze­lim. Be­se Ho­zat, ya­zı­sın­da, “Öz­gür Kür­dis­ta­n’­ı kur­ma­nın bü­tün ko­şul­la­rı­nın oluş­tu­ğu­nu vur­gu­lu­yor ve bu amaç­la T.C. Dev­le­ti­’ne kar­şı top­ye­kûn sa­vaş ve ayak­lan­ma çağ­rı­sı ya­pı­yor. Kan­dil, bu dek­la­ras­yon­la %13 oy­la TBMM’­ye gi­ren HDP’­nin iş­lev­siz­li­ği­ni ilân edi­yor ve PKK’­nın “halk sa­va­şı­” yo­luy­la, si­lah­la, me­se­le­yi çöz­me ka­ra­rı­nı vur­gu­lu­yor. Şim­di, Be­se Ho­za­d’­ın top­ye­kûn ayak­lan­ma çağ­rı­sı­nın ar­ka pla­nı­na ba­ka­lım:
TIR­MA­NAN PKK VAH­ŞE­Tİ­NİN DÖRT ANA NE­DE­Nİ
Bu çağ­rı­yı bes­le­yen cü­ret, ki­bir ve mey­dan oku­ma, dört ana ne­den­den kay­nak­la­nı­yor. Bi­rin­ci­si, PKK’­nın IŞİ­D’­e kar­şı AB­D’­nin ko­mu­ta­sın­da ka­ra­gü­cü ola­rak sa­vaş­ma­sı ne­de­niy­le Ba­tı­’da PKK/PYD’­ye kar­şı uya­nan sem­pa­ti­nin ve Ba­tı ba­sı­nın­da bu ör­güt­le­rin aşı­rı bo­yut­lar­da övül­me­si­nin, Kan­dil ta­ra­fın­dan, ABD ve Ba­tı­’nın ye­ni stra­te­jik Kürt po­li­ti­ka­sı ola­rak de­ğer­len­di­ril­me­si­dir. Sağ­la­dı­ğı bu psi­ko­lo­jik üs­tün­lük duy­gu­suy­la “fır­sat, bu fır­sat” di­yen Kan­dil, ba­şa­rı­lı ola­bi­le­ce­ği gi­bi boş bir umu­da ka­pıl­mış ve top­ye­kûn sa­vaş çağ­rı­sın­da bu­lun­muş­tur. An­cak, Türk uçak­la­rı­nın Kan­di­l’­e kar­şı peş pe­şe yo­ğun bom­bar­dı­man­lar ger­çek­leş­tir­me­le­ri ve AB­D’­nin “bu şe­kil­de ha­re­ket Tür­ki­ye­’nin hak­kı­dı­r” yo­lun­da­ki açık­la­ma­sı ve bi­la­ha­re, ABD Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı Söz­cü­sü Marc To­ne­r’­in, “Tür­ki­ye IŞİ­D’­e kar­şı mü­ca­de­le­miz­de bek­le­di­ği­mi­zin üs­tün­de ve öte­sin­de kat­kı­lar­da bu­lun­du­” de­me­si üze­ri­ne bü­yük bir stra­te­jik ha­ta yap­tık­la­rı­nı an­la­mış­lar­dır.
DÜN­DAR: Kan­dil, Öca­la­n’­ın yıl­lar ön­ce ge­çer­siz ilân et­ti­ği “dev­rim­ci halk sa­va­şı­”kon­sep­ti­ni uy­gu­la­ma­ya koy­du. Bu tu­tum, Kan­di­l’­in “ön­der­li­k” di­ye ta­nım­la­dı­ğı Öca­la­n’­ın dev­re dı­şı bı­ra­kıl­dı­ğı an­la­mı­na mı ge­li­yor?
PKK SU­Rİ­YE­’DE DEV­LET­LE­ŞE­Bİ­LE­CE­Ğİ BİR YUR­DA SA­HİP OL­DU
ELEK­DAĞ: Öca­lan, si­lah­lı mü­ca­de­le­ye da­ya­nan “dev­rim­ci halk sa­va­şı­” te­zi­nin ba­şa­rı­sız­lı­ğa uğ­ra­ma­sı ne­de­niy­le terk edil­di­ği­ni ve ye­ri­ni “de­mok­ra­tik ulu­s” ev­re­si­nin al­dı­ğı­nı 1999 yı­lın­da ilân et­miş­ti. Bu ye­ni yak­la­şım si­lah­lı mü­ca­de­le içer­mi­yor­du. Eşit yurt­taş­lık te­me­lin­de ve ulu­sal sı­nır­lar için­de “de­mok­ra­tik özerk­li­ği­n” si­ya­si mü­ca­de­le yo­luy­la ger­çek­leş­ti­ril­me­si­ni ön­gö­rü­yor­du. Kan­dil şim­di, Öca­la­n’­ın hem ana pro­je­si­ni, hem de ken­di­si­ni tas­fi­ye mi edi­yor? Zan­net­mi­yo­rum… Esa­sen şim­di­ye ka­dar Kan­dil eki­bi, Öca­la­n’­ın “T.C. top­rak­la­rı için­de Kürt si­ya­se­ti­nin si­lah­la hak ara­ma­ya­ca­ğı, bu­nu de­mok­ra­tik, le­gal ve si­ya­si yol­lar­dan ya­pa­ca­ğı­” yo­lun­da­ki pers­pek­ti­fi­ne fan­te­zi ola­rak bak­mış­tır. Bu­na rağ­men, Kan­dil bu­na açık­tan kar­şı çık­ma­mış, an­cak si­ya­si ve as­ke­ri ko­nu­lar­da -25 Ma­yıs 2007’de Kon­gra-Ge­l’­de ka­bul edi­len KCK Söz­leş­me­si he­def­le­ri doğ­rul­tu­sun­da- ken­di ka­rar­la­rı­nı uy­gu­la­mış­tır. Bu ba­kım­dan, Öca­la­n’­ı bir sü­re ar­ka plan­da bı­ra­kıp, iş­le­ri­ne ge­lin­ce tek­rar ön pla­na çı­ka­ra­bi­lir­ler. Öca­la­n’­ın pers­pek­ti­fi, so­ru­nu Tür­ki­ye ile bir­lik­te ve Tür­ki­ye­’nin için­de çöz­mek­ti. Bu hu­su­su yaz­dı­ğı ki­tap­lar­da ve açık­la­ma­la­rın­da de­fa­lar­ca or­ta­ya koy­muş­tu. Kan­di­l’­in bu pers­pek­ti­fi açık­ça ve hoy­rat­ça çö­pe at­ma­sı, Kürt so­ru­nu­na ar­tık Tür­ki­ye de­ğil “böl­ge­” bağ­la­mın­da bak­tı­ğı­nı or­ta­ya ko­yu­yor. Top­ye­kûn sa­vaş çağ­rı­sı­nın da­yan­dı­ğı ikin­ci ne­den de bu hu­su­su te­yit edi­yor. Ni­te­kim, Su­ri­ye­’de olu­şan si­ya­si şart­lar, Ro­jo­va de­ni­len böl­ge­nin Esad ta­ra­fın­dan PKK/PYD’­ye tes­li­mi­ne yol aç­mış­tır. Esad bu şe­kil­de iki önem­li avan­taj sağ­la­dı. Bi­rin­ci­si; Kürt­ler, Su­ri­ye Hü­kü­me­ti­’ne kar­şı ayak­lan­ma­nın bir par­ça­sı ol­mak­tan çık­tı. İkin­ci­si de; Esad, müt­te­fi­ki İra­n’­la bir­lik­te Tür­ki­ye­’ye kar­şı PKK kar­tı­nı kul­lan­ma im­kâ­nı­nı el­de et­ti. PKK/PYD’­ye ge­lin­ce, ka­zanç­la­rı an­cak “müt­hi­ş” ola­rak de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir. Bun­lar­dan il­ki, PKK’­nın ye­ni bir je­opo­li­tik ko­num el­de et­miş ol­ma­sı­dır. Ör­güt, Tür­ki­ye­’de “te­rö­rist­ke­n”, Su­ri­ye­’de dev­let sta­tü­sü­ne ka­vuş­ma po­tan­si­ye­li olan bir “yur­da­” sa­hip ol­muş­tur. İkin­ci­si ise; PKK, Gü­ney­do­ğu­’da ba­ğım­sız bir Kürt dev­le­ti kur­ma mü­ca­de­le­sin­de, Tür­ki­ye­’ye kar­şı ge­niş bir cep­he ve si­ya­si-stra­te­jik-lo­jis­tik de­rin­lik ka­zan­mış­tır. Bu ge­liş­me­ler­den bü­yük­lük komp­leks ve sar­hoş­lu­ğu­na ka­pı­lan PKK, Tür­ki­ye­’ye kar­şı ye­ni bir güç de­ne­me­si­ne gir­me he­ve­si­ne ka­pıl­mış ve si­la­ha sa­rıl­ma­yı gö­ze ala­bil­miş­tir. PKK’­nın bu tu­tu­mu­nun üçün­cü bir ne­de­ni de, ör­gü­tün çö­züm sü­re­ci sı­ra­sın­da ka­zan­dı­ğı alan ha­ki­mi­ye­ti, ça­tış­ma­ya ha­zır­lık dü­ze­yi ve bun­dan kay­nak­la­nan psi­ko­lo­jik üs­tün­lük duy­gu­su­dur.
DÜN­DAR: Cum­hur­baş­ka­nı Er­do­ğan, PKK’­nın, çö­züm mü­za­ke­re­le­rin­den si­lah ve mü­him­mat stok­la­mak için ya­rar­lan­dı­ğı­nı iti­raf et­ti.
ŞE­HİT VER­ME­Mİ­ZİN NE­DE­Nİ HÜ­KÜ­ME­TİN İH­MAL VE BA­Sİ­RET­SİZ­Lİ­Ğİ­DİR
ELEK­DAĞ: Evet, AKP hü­kü­me­ti, üç yıl­dır hal­kı­mı­zı çö­züm sü­re­ciy­le oya­lar ve uyu­tur­ken, PKK da hü­kü­me­ti uyut­muş ve bu sü­re­yi kent­ler­de ör­güt­le­nip si­lah­lan­mak ve Gü­ney­do­ğu­’da halk üze­rin­de tam kon­trol te­sis et­mek için kul­lan­mış­tır. Sal­dı­rı­la­rı­nı et­kin­leş­tir­mek için KCK ma­ri­fe­tiy­le şe­hir ya­pı­lan­ma­sı­nı ile­ri bir nok­ta­ya ge­tir­miş, ül­ke­ye 80 bin si­lah, 65 ton cep­ha­ne ve pat­la­yı­cı sok­muş, yüz­ler­ce uyu­yan bom­ba yer­leş­tir­miş­tir. Hü­kü­me­tin, bu du­ru­mun oluş­ma­sı­na ne­den olan af­fe­dil­mez ih­mal ve ba­si­ret­siz­li­ği, bu­gü­ne ka­dar sa­yı­la­rı yü­zü ge­çen as­ker ve po­li­si­mi­zin şe­hit ol­ma­sı­na yol aç­mış­tır. Bu çok cid­di so­rum­lu­lu­ğun he­sa­bı mu­hak­kak so­rul­ma­lı­dır. Şim­di bah­se­de­ce­ğim olay ise ak­la dur­gun­luk ve­ri­ci bir ni­te­lik ta­şı­yor. Söz­cü­’nün An­ka­ra Tem­sil­ci­si Say­gı Öz­türk 10 Ma­yıs 2015’te ya­yım­la­nan ma­ka­le­sin­de, Mil­li Gü­ven­lik Ku­ru­lu (MGK) top­lan­tı­sın­da, Mil­li Gü­ven­lik Si­ya­set Bel­ge­si­’n­de akıl al­maz bir de­ği­şik­lik ya­pı­la­rak, PKK’­nın adı­nın bel­ge­de­ki teh­dit un­sur­la­rı ara­sın­dan çı­ka­rıl­dı­ğı­nı be­lir­ti­yor­du. Bu den­li gaf­let ve da­la­le­ti ak­lım ka­bul et­me­di. “O­la­maz!..” de­dim. Fa­kat, MGK bu ha­be­ri tek­zip et­me­yin­ce ger­çek ol­du­ğu an­la­şıl­dı. Ül­ke­mi­zin sa­vun­ma­sı ve be­ka­sı ile il­gi­li ya­şam­sal önem­de ka­rar­la­rın alın­dı­ğı MGK’­nın bu ka­dar önem­li bir ko­nu­da, bu den­li ha­ta­lı bir ka­rar ver­me­si doğ­ru­su deh­şet ve­ri­ci… Bu ka­rar, MGK’­nın sağ­lık­lı bir akıl ve mu­ha­ke­me ye­te­ne­ği­ne sa­hip olup ol­ma­dı­ğı hu­su­sun­da cid­di kuş­ku­la­ra yol açı­yor.
DÜN­DAR: Ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ği açı­sın­dan umut kı­rı­cı bir tab­lo bu…
ELEK­DAĞ: Ma­ale­sef öy­le… Şim­di, PKK’­yı vah­şe­te yö­nel­ten dör­dün­cü ne­de­ne ge­li­yo­rum. Gö­rü­nür­de PKK, Tür­ki­ye, Su­ri­ye, İran, Irak ve Av­ru­pa­’da­ki Kürt­le­rin bir koa­lis­yo­nu­dur. Ka­rar­gâ­hı Tah­ran ve Şa­m’­ın et­ki ala­nın­da bu­lu­nan PKK, Irak, Su­ri­ye ve İra­n’­dan si­lah ve lo­jis­tik des­tek al­mak­ta ve bu ül­ke­le­rin is­tih­ba­rat ku­ru­luş­la­rıy­la ya­kın bir iş­bir­li­ği sür­dür­mek­te­dir. Ha­len, İra­n’­ın ör­güt üze­rin­de­ki nü­fu­zu­nun ga­yet güç­lü ol­du­ğu yo­lun­da de­ğer­len­dir­me­ler ya­pıl­mak­ta­dır. Ay­rı­ca, ABD ta­ra­fın­dan IŞİ­D’­e kar­şı sa­vaş­ta “tak­tik müt­te­fi­k” ola­rak ta­nım­la­nan PKK/PYD’­nin Ame­ri­kan ma­kam­la­rıy­la te­mas­la­rı var­dır. Bu dev­let­ler ara­sın­da Tür­ki­ye­’ye kar­şı de­rin hu­su­met du­yan­lar­dan Irak ve Su­ri­ye gi­bi, ken­di­si­ni Tür­ki­ye ile ör­tü­lü bir sa­vaş için­de gö­ren İra­n’­ın da PKK’­nın, Tür­ki­ye­’ye kar­şı si­la­ha sa­rıl­ma­sın­dan fay­da um­muş ol­ma­sı müm­kün­dür.

YARIN (2. Bölüm, 16.09.2015)



PKK TEHDİDİNİN DEĞİŞEN PARAMETRELERİ


*****

PKK, halk ayaklanmasıyla kurtarılmış bölgeler yaratmaya yeltendi


Şükrü Elekdağ, tehdidin değişen parametrelerini açıklıyor

(2. gün, 16.09.2015)

Elekdağ, “PKK, kırsala dayalı savaş modelini değiştirip şehirleri esas savaş alanı olarak belirledi. Kırsaldaki kadrolarıyla bombalı eylemler yaparak çatışma ortamı yaratmayı hedeflerken, şehir merkezlerinde halk ayaklanmasıyla kurtarılmış bölge yaratmaya yelteniyor” dedi…
Sev­gi­li okur­la­rım, bil­ge dip­lo­mat, Emek­li Bü­yü­kel­çi Şük­rü Elek­dağ söy­le­şi­mi­zin dün­kü ilk bö­lü­mün­de so­ru­la­rı­ma ver­di­ği ce­vap­lar­la Kürt me­se­le­si­nin böl­ge­sel ve ulus­larara­sı bo­yut­la­rı­nı da or­ta­ya koy­muş ve şu nok­ta­la­rın özel­lik­le al­tı­nı çiz­miş­ti:
1) PKK, fii­len ve res­men Tür­ki­ye­’ye top­ye­kûn sa­vaş ilân et­miş ve bu­nu vu­ru­cu kuv­vet­le­ri­nin bü­yük kıs­mı Su­ri­ye­’de IŞİ­D’­e kar­şı sa­vaş­tı­ğı bir sı­ra­da ya­pa­rak, güç ka­pa­si­te­si­ni aşı­rı de­re­ce­de zor­la­dı­ğı he­sap­sız bir ham­le­de bu­lun­muş­tur. 2) PKK bu yan­lı­şı şu ne­den­le yap­mış ola­bi­lir: a) Su­ri­-ye­’de AB­D’­nin tak­tik müt­te­fi­ki ol­ma­sı ve Ba­tı med­ya­sı­nın aşı­rı öv­gü­sü­nün PKK’­da bü­yük­lük komp­lek­si ya­rat­ma­sı. b) Ku­zey Su­ri­ye­’de özerk bir böl­ge el­de ede­rek bu­ra­ya ko­num­lan­mış ol­ma­nın sağ­la­dı­ğı stra­te­jik ve si­ya­si avan­taj­la­rın, ken­di­sin­de aşı­rı öz­gü­ven ya­rat­ma­sı. c) PKK’­nın çö­züm sü­re­ci sı­ra­sın­da mi­li­tan­la­rı­nı art­ır­ma­sı­nın, ye­ni ve ağır si­lah­lar te­da­rik et­me­si­nin, alan ha­ki­mi­ye­ti sağ­la­ma­sı­nın ve şe­hir­ler­de ça­tış­ma gü­cü­ne ulaş­ma­sı­nın, te­rör ör­gü­tün­de psi­ko­lo­jik üs­tün­lük duy­gu­su ya­rat­ma­sı. d) İran-Su­ri­ye-Irak üç­ge­ni­nin et­ki ala­nın­da­ki PKK’­nın bu dev­let­ler ta­ra­fın­dan yön­len­di­ril­me­si…
Söy­le­şi­mi­ze kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam edi­yo­ruz.
* * *
UĞUR DÜN­DAR: Sa­yın Elek­dağ, ben­ce ana­li­zi­niz ga­yet sağ­lık­lı. Mu­hak­kak ki bü­tün bu fak­tör­ler PKK’­nın Tür­ki­ye­’ye al­çak­ça sal­dır­ma­sın­da be­lir­li öl­çü­ler­de et­kin ol­muş­tur. Pe­ki, PKK’­nın bu ca­na­var­ca sal­dı­rı­lar­la güt­tü­ğü amaç, var­mak is­te­di­ği he­def ne­dir? Sa­yın Or­ge­ne­ral İl­ker Baş­buğ, ama­cın Türk-Kürt ça­tış­ma­sı ya­rat­mak ve bu­nu ulus­la­ra­ra­sı plat­for­ma ta­şı­mak ol­du­ğu­nu söy­le­di. Bu ko­nu­da siz ne dü­şü­nü­yor­su­nuz?

ŞÜK­RÜ ELEK­DAĞ: Sa­yın Baş­bu­ğ’­un gö­rü­şü­ne ka­tı­lı­yo­rum. Fa­kat bu, KCK ta­ra­fın­dan uy­gu­lan­ma­ya ko­nu­lan ye­ni stra­te­jik kon­sep­tin bir par­ça­sı­dır. Bu kon­sep­tin esa­sı­nı ba­zı de­ği­şik­lik­le­re uğ­ra­tıl­mış “dev­rim­ci halk sa­va­şı sü­re­ci­” oluş­tu­ru­yor. Bu sü­reç, Ciz­re ör­ne­ğin­de ol­du­ğu gi­bi, Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu­’da­ki il­çe­ler­de halk ayak­lan­ma­sıy­la kur­ta­rıl­mış böl­ge ya­rat­ma­yı he­def­li­yor. Yal­nız halk sa­va­şı sü­re­ci­nin ön­gör­dü­ğü “kır­sa­la da­ya­lı sa­va­ş” mo­de­li de­ğiş­ti­ril­miş, ye­ri­ne, “kır­sal­da ve şe­hir­de bir­bi­riy­le bağ­lan­tı­lı, or­ga­ni­ze, den­ge­li ça­tış­ma mo­de­li­” ika­me edil­miş­tir.Ye­ni kon­sept, şe­hir­le­ri esas sa­vaş ala­nı ola­rak be­lir­le­mek­te­dir. İş­te bu ye­ni ey­lem stra­te­ji­siy­le PKK, bir ta­raf­tan kır­sal­da­ki kad­ro­la­rıy­la bom­ba­lı ey­lem­ler ya­pa­rak top­lum­da kor­ku, bık­kın­lık, yıl­gın­lık ve Türk-Kürt ça­tış­ma or­ta­mı ya­rat­ma­yı he­def­ler­ken, di­ğer ta­raf­tan da bün­ye­si­ne kat­tı­ğı Yurt­se­ver Dev­rim­ci Genç­lik Ha­re­ke­ti (YDG-H) bir­lik­le­riy­le şe­hir mer­kez­le­rin­de halk ayak­lan­ma­sıy­la kur­ta­rıl­mış böl­ge ya­rat­ma­ya yel­te­ni­yor. An­cak, TSK’­nin 24 Tem­mu­z’­da baş­la­yan Kan­dil ve ku­zey Ira­k’­ta­ki PKK üs ve he­def­le­ri vu­ran bu­gü­ne ka­dar gö­rül­me­miş yo­ğun­luk­ta­ki ope­ras­yon­la­rı ve ar­ka­sın­dan em­ni­yet kuv­vet­le­riy­le yurt için­de sür­dür­dü­ğü mü­ca­de­le, PKK’­ya çok ağır ka­yıp­lar ver­dir­di. Bu du­ru­mun, ABD ile fin­gir­der­ken gü­cü­nün he­sa­bı­nı yap­ma­dan bü­yük ham­le­le­re gi­ri­şen KCK için­de çat­lak­la­ra yol aç­ma­sı ka­çı­nıl­maz gö­rü­nü­yor. Tür­ki­ye mü­ca­de­le­yi ara ver­me­den bu­gü­ne ka­dar­ki ka­rar­lı­lık­la sür­dü­rür­se, PKK’­nın bu gi­ri­şi­mi ta­ma­men bo­şa çı­ka­cak ve te­la­fi­si zor za­yi­ata uğ­ra­ya­cak­tır.
DÜN­DAR: Cum­hur­baş­ka­nı Er­do­ğa­n’­ın “Dol­ma­bah­çe Mu­ta­ba­ka-­tı­”nı red­det­me­si­nin PKK’­yı bu sa­va­şa tah­rik et­ti­ği yo­lun­da­ki id­di­alar doğ­ru mu?
ATEŞ­KE­Sİ BO­ZAN TA­RAF PKK’­DIR
ELEK­DAĞ: Ben­ce de­ğil… Ba­kı­nız, çö­züm sü­re­ci bo­yun­ca Kan­dil sü­rek­li şe­kil­de hü­kü­me­ti ge­re­ken de­mok­ra­tik adım­la­rı at­ma­mak­la suç­la­dı. Fa­kat il­ginç­tir, Kan­di­l’­in en çok tep­ki gös­ter­di­ği hu­sus Gü­ney­do­ğu­’da ye­ni ka­le­kol ve ba­raj­la­rın ya­pı­mı ol­du. PKK, sı­nı­ra ya­kın böl­ge­ler­de ka­le­kol ve ba­raj in­şa­sı­nı ken­di ma­nev­ra ala­nı­nı kı­sıt­la­yan ön­lem­ler ola­rak gör­dü ve Hü­kü­me­ti ye­ni ope­ras­yon­la­ra ha­zır­lık yap­mak­la eleş­tir­di. AKP Hü­kü­me­ti ise PKK’­nın bü­tün güç­le­ri­ni sı­nır dı­şı­na çek­me­si­ni ve si­lah­la­rı­nı be­to­na göm­me­si­ni is­te­di. Oy­sa, PKK, Tür­ki­ye­’de­ki vu­ru­cu gü­cü­nü azalt­mak şöy­le dur­sun, bi­la­kis tak­vi­ye et­ti. Gös­ter­me­lik ola­rak mev­cut­la­rın­dan % 15-20’si­ni sı­nır dı­şı­na kay­dır­dıy­sa da, bun­lar has­ta ve sa­kat olan­lar­dı. Bu gü­ven­siz­lik or­ta­mın­da Öca­la­n’­la gö­rüş­me­ler sür­dü­rül­dü. Mü­za­ke­re­ler so­nu­cun­da 28 Şu­bat 2015’te Dol­ma­bah­çe Sa­ra­yı­’n­da bir ara­ya ge­len hü­kü­met ve HDP tem­sil­ci­le­ri TV kar­şı­sın­da -ka­mu­oyu­nun ne ol­du­ğu­nu ke­sin­lik­le an­la­ma­dı­ğı- 10 mad­de­lik bir mu­ta­ba­kat met­ni­ni açık­la­dı­lar. Bun­dan son­ra atı­la­cak adım, PKK’­nın kon­gre top­la­ya­rak Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’ne kar­şı yü­rü­tü­len si­lah­lı mü­ca­de­le­ye son ver­di­ği­ni bir dek­la­ras­yon­la açık­la­ma­sıy­dı. An­cak, ay­nı gün PKK ele­ba­şı­la­rın­dan Mus­ta­fa Ka­ra­su açık­la­ma yap­tı ve Dol­ma­bah­çe mu­ta­ba­ka­tı­nın so­ru­nu çö­züp çöz­me­ye­ce­ği­nin bel­li ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­ye­rek “si­lah bı­ra­kı­la­ca­ğı yo­lun­da­ki yak­la­şım­lar de­ma­go­ji­dir, al­dat­ma­ca­dır ve so­ru­nu çar­pıt­ma­dı­r” de­di. Ar­ka­dan Cum­hur­baş­ka­nı Er­do­ğan 17 Mar­t’­ta, Dol­ma­bah­çe mu­ta­ba­ka­tı­nı as­la ka­bul et­me­di­ği­ni açık­la­dı. Bu­nu Be­se Ho­za­d’­ın 5 Ma­yı­s’­ta, “Kürt kim­li­ği ta­nın­ma­dan, bu te­mel­de ana­ya­sa de­ğiş­tir­me­den ve Kürt­le­rin sta­tü­sü­nü ka­bul et­me­den böy­le bir kon­gre as­la top­lan­ma­z” yo­lun­da­ki açık­la­ma­sı iz­le­di. Son­ra da, Be­se Ho­zad, 11 Tem­mu­z’­da, da­ha Türk as­ke­ri ve po­li­si tek bir kur­şun at­ma­dan, ateş­ke­se son ver­di­ği­ni ilân et­ti. Olay­la­rın kro­no­lo­ji­si böy­le. Gö­rü­le­ce­ği üze­re, “PK­K’­nın, Er­do­ğa­n’­ın tah­ri­kiy­le te­rö­re baş­vur­du­ğu­” yo­lun­da­ki id­di­ası ger­çek gö­rün­mü­yor.
DÜN­DAR: PKK teh­di­di­nin pa­ra­met­re­le­ri­nin de­ğiş­ti­ği yo­lun­da­ki gö­rüş­le­ri na­sıl de­ğer­len­di­ri­yor­su­nuz?
PKK’­NIN TEH­DİT GÜ­CÜ CİD­Dİ Bİ­ÇİM­DE ART­TI
ELEK­DAĞ: PKK’­nın teh­dit ka­pa­si­te­si cid­di bi­çim­de art­mış­tır. Bu ar­tış şu un­sur­lar­dan kay­nak­la­nı­yor: Bi­rin­ci­si, PKK je­opo­li­tik alan­da ye­ni bir sta­tü el­de et­miş­tir. PKK/PYD’­nin ku­zey Su­ri­ye­’de oluş­tur­du­ğu Ro­jo­va de­ni­len iki­si bir­le­şik üç kan­ton­dan olu­şan özerk böl­ge, AB­D’­nin hi­ma­ye­sin­de çok geç­me­den ku­zey Ira­k’­ta­ki­ne ben­zer bir yö­ne­ti­me dö­nü­şe­bi­le­cek ve bu su­ret­le bü­yük Kür­dis­ta­n’­ın ku­rul­ma­sın­da önem­li bir adı­mı oluş­tu­ra­cak­tır. Her ha­lü­kâr­da Tür­ki­ye or­ta va­de­de gü­ne­yin­de iki ba­ğım­sız Kürt dev­le­tiy­le ya­şa­ma­ya ken­di­ni ha­zır­la­ma­lı­dır. İkin­ci­si, PKK/PYD’­nin AB­D’­nin IŞİ­D’­e kar­şı mü­ca­de­le­sin­de ka­ra gü­cü gö­re­vi­ni üst­len­miş ol­ma­sı, PKK’­ya “AB­D’­nin tak­tik müt­te­fi­ki­” ün­va­nı­nı ka­zan­dır­mış ve ör­güt böl­ge­sel bir güç ola­rak yük­sel­miş­tir. Bu du­rum PKK’­nın meş­ru­iyet ka­zan­ma­sı­nı da gün­de­me ge­tir­miş­tir. Ro­jo­va fii­len AB­D’­nin hi­ma­ye­sin­de­dir. Was­hing­ton, Tür­ki­ye­’den, Ro­jo­va­’ya ve PYD kuv­vet­le­ri­ne hiç­bir şe­kil­de mü­da­ha­le ve sal­dı­rı­da bu­lun­ma­ya­ca­ğı hu­su­sun­da ga­ran­ti is­te­miş­tir. Ta­bi­i Ro­jo­va­’da bu­lu­nan ve IŞİ­D’­e kar­şı mü­ca­de­le eden PKK un­sur­la­rı da bu do­ku­nul­maz­lık­tan ya­rar­la­nı­yor. Üçün­cü­sü, PKK ege­men­li­ğin­de­ki Ro­jo­va­’nın Tür­ki­ye ile 650-700 ki­lo­met­re­lik sı­nı­rı var­dır. Bu du­rum, PKK’­nın Tür­ki­ye­’ye kar­şı mü­ca­de­le­sin­de ge­niş bir cep­he ve önem­li bir stra­te­jik de­rin­lik sağ­la­mak­ta­dır.
DÜN­DAR: Pe­ki, Ro­jo­va­’da ku­ru­la­cak bir fe­de­re ve­ya ba­ğım­sız Kürt dev­le­ti, ku­ze­yin­de­ki 80 mil­yon­luk Tür­ki­ye­’nin ga­za­bın­dan ko­run­mak için Tür­ki­ye ile dost­ça ge­çin­me­nin yol­la­rı­nı ara­maz mı?
PKK VE PYD’­NİN OR­TAK AMA­CI TÜR­Kİ­YE-SU­Rİ­YE SI­NI­RI­NI KAL­DIR­MAK
ELEK­DAĞ: Bu ola­sı­lık dı­şı de­ğil, fa­kat bu­na uy­gun ze­min ve şart­la­rın oluş­ma­sı hay­li zor gö­rü­nü­yor. Ha­len şöy­le bir du­rum­la kar­şı kar­şı­ya­yız: PYD’­nin, Ce­zi­re-Ko­ba­ni-Af­rin kan­ton­la­rın­dan olu­şan Ro­jo­va ko­ri­do­ru­nu sa­yı­la­rı az olan (tah­mi­nen 1,5 mil­yon) Su­ri­ye Kürt­le­riy­le kon­trol et­me­si müm­kün gö­rün­mü­yor. Bu ne­den­le PKK ve PYD’­nin or­tak ama­cı, Tür­ki­ye-Su­ri­ye sı­nı­rı­nı or­ta­dan kal­dı­ra­rak PKK ve PYD böl­ge­le­ri­ni bir­leş­tir­mek ola­cak­tır. Bu­nun an­la­mı, Su­ri­ye­’de­ki Kürt ya­pı­lan­ma­sı­nın, ku­ze­yin­de­ki Türk top­rak­la­rı­na doğ­ru ge­niş­le­me ref­lek­si için­de ola­ca­ğı­dır. PKK’­nın ar­tan teh­dit ka­pa­si­te­si­ni de­tay­lan­dır­ma­ya de­vam edi­yo­rum. Bu ko­nu­da dör­dün­cü un­sur, PKK’­nın çar­pı­cı bi­çim­de ar­tan as­ke­ri im­kân ve ka­bi­li­yet­le­ri­dir. Ya­ban­cı kay­nak­la­ra gö­re, PKK’­nın Su­ri­ye­’de PYD ile bir­lik­te IŞİ­D’­e kar­şı sa­va­şan iyi eği­til­miş bir tü­me­ne ya­kın (on bin ki­şi) mi­li­ta­nı mev­cut­tur. Bun­lar, tank sa­vaş si­lah­la­rı ve uçak ve he­li­kop­ter­le­re kar­şı kul­la­nı­lan “s­tin­ge­r” ti­pi omuz­dan atı­lan ha­va sa­vun­ma fü­ze­le­riy­le do­na­tıl­mış bu­lu­nu­yor. Şe­hir sa­vaş­la­rın­da tec­rü­be­li bu ele­man­lar he­nüz Tür­ki­ye­’ye so­kul­muş de­ğil. PKK şu an­da Tür­ki­ye­’de­ki sa­va­şı ye­rel mi­lis­ler ve tec­rü­be­siz te­rö­rist kad­ro­suy­la yü­rü­tü­yor.
DÜN­DAR: Kan­di­l’­in bu kuv­vet­le­re Tür­ki­ye­’ye dön­me­le­ri için çağ­rı­da bu­lun­du­ğu yo­lun­da ha­ber­ler var…
PKK KAN­Dİ­L’­DEN YÖ­NE­Tİ­LEN BİR AH­TA­POT Gİ­Bİ
ELEK­DAĞ: Esa­sın­da Kan­di­l’­de­ki PKK ele­ba­şı­la­rı şu sı­ra­da tam bir iki­lem için­de­ler. Eğer, Su­ri­ye­’de­ki PKK güç­le­ri­nin bü­yük kıs­mı Tür­ki­ye­’ye çe­ki­lir­se, Su­ri­ye­’de­ki PKK ka­za­nım­la­rı teh­li­ke­ye gi­re­cek ve AB­D’­nin des­te­ği kay­be­di­le­cek. Yok, eğer çe­kil­mez­se, bu se­fer Tür­ki­ye­’de as­ke­ri, si­ya­si ve mo­ral üs­tün­lük ve alan ha­ki­mi­ye­ti ta­ma­men Türk gü­ven­lik güç­le­ri­nin eli­ne ge­çe­cek. IŞİ­D’­e kar­şı yü­rüt­tü­ğü sa­vaş ak­sa­ya­ca­ğı için AB­D’­nin Su­ri­ye­’de­ki PKK mi­li­tan­la­rı­nın önem­li bir bö­lü­mü­nün Tür­ki­ye­’ye git­me­si­ni is­te­me­ye­ce­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Bu ne­den­le ateşkes için Kan­dil üze­ri­ne bas­kı ya­pa­bi­lir. Ge­çi­ci bir ateşkes, Ge­nel­kur­ma­y’­ın açık­la­ma­la­rı­na gö­re ağır za­yi­ata uğ­ra­tıl­dı­ğı an­la­şı­lan PKK’­nın ve se­çim­ler do­la­yı­sıy­la An­ka­ra­’nın da işi­ne ge­le­bi­lir. Zan­ne­di­yo­rum, ufuk­ta böy­le bir ola­sı­lık var. Şim­di PKK’­nın teh­dit ka­pa­si­te­si bağ­la­mın­da son bir nok­ta üze­rin­de du­ra­ca­ğım. Kar­şı­mız­da ah­ta­po­ta ben­zer bir ya­pı var. Bu­nun ba­şı­nı tüm si­ya­si ve stra­te­jik ta­li­mat­la­rı ve­ren KCK Yü­rüt­me Kon­se­yi oluş­tu­ru­yor. Yü­rüt­me Kon­se­yi­’nin eş baş­kan­la­rı Ce­mil Ba­yı­k ile Be­se Ho­zad. Ah­ta­po­tun kol­la­rı­nı Tür­ki­ye­’de PKK, Su­ri­ye­’de PYD, İra­n’­da PJAK ve Ira­k’­ta PÇDK oluş­tu­ru­yor. Ya­ni bu kol­lar Kan­di­l’­de tek bir el­den yö­ne­ti­li­yor ve ih­ti­yaç ha­lin­de bu dört kol Tür­ki­ye­’ye kar­şı bir­lik­te ha­re­ket edi­yor. Ör­ne­ğin Çu­kur­ca sal­dı­rı­sın­da PJAK, PKK’­nın ya­nın­day­dı. Ke­za, Amano­s’­ta as­ker­le­ri­mi­ze sal­dı­ran­lar Su­ri­ye­’de ko­nuş­lan­mış PYD’­li­ler­di. Su­ri­ye­’de­ki PYD, tüm emir­le­ri KCK Yü­rüt­me Kon­se­yi­’n­den alı­yor. Ha­len, PYD’­nin ABD kon­tro­lün­de IŞİ­D’­le ça­tış­ma­sı KCK’­nın ona­yıy­la olu­yor. İzah et­ti­ği­miz bu du­rum, AB­D’­nin PKK ile PYD’­yi fark­lı gör­me­si­ninga­yet an­lam­sız ol­du­ğu­nu or­ta­ya ko­yu­yor.

YARIN (17.09.2015) : ÇÖZÜM NEDİR?

*****
Emekli Büyükelçi Elekdağ, PKK belasını defetmek için
neler yapılması gerektiğini, yani çözümü açıklıyor.

Sev­gi­li okur­la­rım,
Bil­ge dip­lo­mat Şük­rü Elek­dağ ile söy­le­şi­mi­zin PKK teh­di­di­nin de­ği­şen pa­ra­met­re­le­ri­ni ele al­dı­ğı­mız dün­kü bö­lü­mün­de, PKK/PYD’­nin, Ro­jo­va­’da Ba­tı dün­ya­sı ta­ra­fın­dan des­tek­le­nen ye­ni bir Kürt özerk ya­pı­lan­ma­sı­na, ye­ni as­ke­ri im­kân ve ka­bi­li­yet­le­re sa­hip ol­du­ğu­nun al­tı­nı çiz­dik. Bu ­gün de “çö­zü­mü­” ko­nu­şa­ca­ğız. (17.09.2015, SÖZCÜ)
UĞUR DÜN­DAR: Sa­yın Elek­dağ te­rör teh­di­din­de­ki bu ağır du­rum, ül­ke­miz açı­sın­dan PKK/Kürt so­ru­nu­nun çö­zü­mü­nü kuş­ku­suz çok da­ha zor bir ha­le ge­ti­ri­yor. Siz­ce Tür­ki­ye ne yap­ma­lı?
TÜR­Kİ­YE­’NİN Dİ­BİN­DE İKİN­Cİ KÜRT DEV­LE­Tİ KU­RU­LU­YOR
ŞÜK­RÜ ELEK­DAĞ: İlk be­lirt­mek is­te­di­ğim hu­sus, son iki yıl­da PKK/Kürt so­ru­nu­nu et­ki­le­yen pa­ra­met­re­ler­de kök­lü de­ği­şik­lik­ler mey­da­na gel­di­ği­dir. So­ru­nun te­me­lin­de hiç kuş­ku­suz Tür­ki­ye­’nin ken­di iç di­na­mik­le­ri bu­lun­mak­la bir­lik­te, dış et­ken­ler bir­den bü­yük bo­yut­lar ka­za­na­rak çö­züm se­çe­nek­le­ri­ni Tür­ki­ye­’nin ira­de ve et­ki­si dı­şın­da şe­kil­len­dir­me gü­cü­nü ka­zan­mış­tır. Or­ta­do­ğu je­opo­li­ti­ği baş dön­dü­rü­cü bir hız­la ye­ni­den di­zayn edi­li­yor. Özel­lik­le Su­ri­ye Kürt­le­ri­nin, fii­li özerk­lik ger­çek­leş­tir­me­le­ri “Bü­yük Kür­dis­ta­n” pro­je­si­ni bir ha­yal ol­mak­tan çı­kar­mış ve böl­ge­de ya­şa­yan Kürt­ler açı­sın­dan so­mut bir he­def ni­te­li­ği ka­zan­ma­sı­na yol aç­mış­tır. Su­ri­ye Kürt­le­ri­nin de Ira­k’­ta ol­du­ğu gi­bi ken­di özerk dev­let­le­ri­ni kur­ma­la­rı sa­de­ce bir za­man me­se­le­si­dir. Dü­şü­nün bir ke­re, Tür­ki­ye­’nin ya­nı ba­şın­da, ba­ğım­sız­lık yo­lun­da, iki özerk Kürt dev­le­ti ku­ru­lun­ca, Gü­ney­do­ğu­’da bü­yük kıs­mı HDP’­ye oy ver­miş olan Kürt va­tan­daş­la­rı­mı­zın bun­dan da­ha azı­na ra­zı ol­ma­la­rı müm­kün mü­dür?Rea­list bir çö­züm öne­ri­si­nin dik­ka­te ala­ca­ğı en önem­li nok­ta bu­dur…
DÜN­DAR: Cum­hur­baş­ka­nı Er­do­ğan, PKK/PYD’­nin ku­zey Su­ri­ye­’de bir ha­ki­mi­yet ala­nı oluş­tur­ma­sı­na en­gel ol­mak is­te­di ama ABD bu­na kar­şı çık­tı…
ELEK­DAĞ: Doğ­ru… Şim­di çö­züm açı­sın­dan ikin­ci önem­li nok­ta­ya ge­li­yo­rum. Ül­ke­mi­zin en ya­kı­cı so­ru­nu olan te­rör ve Kürt so­ru­nu iç içe geç­miş ol­sa bi­le, so­ru­nun hal­li için bu iki­li ara­sın­da bir ay­rım yap­mak zo­run­lu­dur. Doğ­ru te­da­vi için doğ­ru teş­his ge­rek­li. Bu ba­kım­dan ilk ön­ce şu so­ru­ya ya­nıt aran­ma­lı. Kürt so­ru­nu mu PKK’­nın doğ­ma­sı­na se­bep ol­muş­tur, yok­sa PKK mı Kürt so­ru­nu­nun or­ta­ya çık­ma­sı­na ne­den ol­muş­tur? Bu so­ru­nun ger­çek­çi ya­nı­tı, PKK’­nın Kürt so­ru­nu­nun bir tü­re­vi ol­du­ğu­dur. Böy­le olun­ca, rea­list bir çö­züm öne­ri­si, PKK’­nın sür­dür­dü­ğü bu sa­va­şın top­lum­sal da­ya­nak­la­rı­nın or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­nı he­def al­ma­lı­dır. Da­ha so­mut bir ifa­dey­le, çö­züm için, Kürt so­ru­nu­nun sos­yal, si­ya­sal, eko­no­mik,te­mel ve kül­tü­rel hak­lar bo­yut­la­rı­nın ele alın­ma­sı ve bu alan­lar­da­ki ek­sik­lik­le­rin te­la­fi­si­ne odak­la­nıl­ma­sı zo­run­lu­dur. Bu­ra­da öl­çüt, “AB ül­ke­le­ri­nin ço­ğun­lu­ğu ta­ra­fın­dan de­ne­yim süz­ge­cin­den geç­miş fii­len uy­gu­la­nan stan­dart ve norm­lar­dır.” Bu bağ­lam­da kül­tü­rel ço­ğul­cu­lu­ğun eşit­lik ve öz­gür­lük il­ke­le­ri çer­çe­ve­sin­de sağ­lan­ma­sı ve da­ğa çık­ma­yı ön­le­ye­cek kap­sam­lı sos­yo-eko­no­mik ön­lem­le­rin alın­ma­sı, çö­zü­mün en önem­li hal­ka­la­rı­nı oluş­tu­ra­cak­tır. Bu adım­la­rın atıl­ma­sı, PKK ile mü­ca­de­le­de alı­na­cak so­nuç­lar­dan ta­ma­men ba­ğım­sız ol­ma­lı­dır. Zi­ra, kül­tü­rel hak­la­rı­nı kul­la­na­bi­len, kim­li­ği gü­ven­ce al­tı­na alı­nan, eşit va­tan­daş­lık hu­ku­kun­dan is­ti­fa­de eden, re­fah ma­ka­sı­nın ka­pa­tıl­ma­sı yo­lun­da­ki ön­lem­ler­den ya­rar­la­nan ve ulus dev­let ya­pı­sı­nı boz­ma­ya­cak şe­kil­de ye­rin­den yö­ne­tim ta­lep­le­ri kar­şı­la­nan Kürt top­lu­mu­nun, PKK’­ya ver­di­ği des­tek za­yıf­la­ya­cak ve et­ki ala­nı da­ra­la­cak olan ör­güt, bü­yük bir ola­sı­lık­la za­man­la tec­rit edi­le­cek ve mar­ji­nal­le­şe­cek­tir.
DÜN­DAR: Ye­rin­den yö­ne­tim ta­lep­le­ri de­di­niz… Bu­nun­la her­hal­de Av­ru­pa Ye­rel Yö­ne­tim­ler Şar­tı­’nı kas­te­di­yor­su­nuz. An­cak “Şar­t”, PKK/HDP ta­ra­fın­dan ta­lep edi­len “de­mok­ra­tik özerk­li­k” kav­ra­mıy­la öz­deş­leş­ti­ri­li­yor ve ka­bu­le şa­yan gö­rül­mü­yor.
DE­MOK­RA­TİK ÖZERK­Lİ­ĞE KE­SİN­LİK­LE HA­YIR, GÜÇ­LÜ YE­REL YÖ­NE­TİM­LE­RE EVET
ELEK­DAĞ: Av­ru­pa Bir­li­ği, hal­ka en ya­kın ida­ri ya­pı olan ye­rel yö­ne­tim­le­rin güç­len­di­ril­me­si­ni ve özerk­leş­ti­ril­me­si­ni ge­liş­miş bir de­mok­ra­si­nin te­mel ta­şı ola­rak gö­rü­yor. Ye­rel Yö­ne­tim­ler Şar­tı­’nın, “de­mok­ra­tik özerk­li­k” ile hiç­bir ben­zer­li­ği yok!.. “De­mok­ra­tik özerk­li­k”, esa­sın­da ku­zey Irak ör­ne­ğin­de ol­du­ğu gi­bi, ya­sa­ma, yü­rüt­me ve yar­gı erk­le­ri­ne sa­hip, is­mi kon­ma­mış bir fe­de­re dev­let sta­tü­sü­dür. Bu sta­tü, “self-de­ter­mi­nas­yo­n” (ken­di ka­de­ri­ni ta­yin ede­bil­me) hak­kı­na da­yan­mak­ta olup, Ana­ya­sa­mı­zın ön­gör­dü­ğü de­ğiş­mez il­ke­le­re ve özel­lik­le üni­ter dev­let ya­pı­sı­na ay­kı­rı­dır. Bu­na mu­ka­bil, Av­ru­pa Ye­rel Yö­ne­tim­ler Şar­tı, ka­tı mer­ke­zi­yet­çi yö­ne­tim an­la­yı­şın­dan vaz­ge­çe­rek ye­rel yö­ne­tim­le­rin güç­len­di­ril­me­si­ni ön­gör­mek­te­dir. Ba­kı­nız bu ko­nu­da Tür­ki­ye­’de ve Av­ru­pa­’da en yet­ki­li ki­şi­ler­den bi­ri olan Pro­fe­sör Ru­şen Ke­leş ne di­yor: “Ye­rel yö­ne­tim­le­ri hal­ka en ya­kın ku­rul­lar ola­rak ge­liş­tir­mek ve da­ha özerk kıl­mak, sa­na­yi­leş­miş ba­tı ül­ke­le­ri­nin or­tak­la­şa pay­laş­tık­la­rı ve ti­tiz­lik­le sa­hip çık­ma­ya ça­lış­tık­la­rı de­mok­ra­tik ve çağ­daş de­ğer­le­rin ba­şın­da yer alı­yor. Ba­tı, ye­rel yö­ne­tim ol­gu­su­nu, ‘u­lus-dev­le­ti­’ par­ça­la­mak için de­ğil, bü­tün­leş­tir­me­yi ko­lay­laş­tır­mak için bir araç ola­rak kul­lan­ma­ya önem ve­ri­yor. Böl­ge ye­rel yö­ne­tim­le­ri­ne, gi­de­rek da­ha bü­yük sem­pa­tiy­le ba­kıl­ma­sı­nın ar­dın­da ya­tan baş­lı­ca ne­den de, bö­lüp par­ça­lan­mak de­ğil, bü­tün­leş­me­yi da­ha iyi ger­çek­le sağ­la­mak­tır.” Esa­sen “Şar­tı­” ka­bul et­miş bu­lu­nu­yo­ruz. Bü­tün me­se­le, koy­du­ğu­muz bir dü­zü­ne re­zer­vi kal­dır­mak ve uy­gu­la­mak…
DÜN­DAR: Ya­ni AB ül­ke­le­ri­nin va­tan­daş­la­rı­na ta­nı­dı­ğı tüm öz­gür­lük­ler Tür­ki­ye­’de de hiç­bir kı­sıt­la­ma­ya ta­bi tu­tul­ma­dan uy­gu­la­na­cak ve çağ­daş bir de­mok­ra­si ola­cak. Ama­cı­mız esa­sen bu!.. Ama, HDP’­nin ana­dil ko­nu­sun­da­ki ta­lep­le­ri ne ola­cak? Ta­bi­i bir de % 10 ba­ra­jı var…
SE­ÇİM­LER­DE BA­RAJ YÜZ­DE 3’E İN­Dİ­RİL­ME­Lİ
ELEK­DAĞ: AB öz­gür­lük­ler hu­su­sun­da ne uy­gu­lu­yor­sa Tür­ki­ye de onu kı­sa bir za­man di­li­min­de uy­gu­la­ma­yı ta­ah­hüt ede­cek ve bu­nu bir tak­vi­me bağ­la­ya­cak… He­def, AB stan­dart­la­rı uya­rın­ca Türk­ler­le Kürt­le­ri ay­nı hu­ku­ku ve ay­nı hak­la­rı pay­la­şan va­tan­daş­lar ha­li­ne ge­tir­mek… Ana­dil ala­nın­da­ki ta­lep­le­re ge­lin­ce… Av­ru­pa Kon­se­yi­’nin ha­zır­la­dı­ğı “Av­ru­pa Böl­ge­sel ve­ya Azın­lık Dil­le­ri Şar­tı­”, böl­ge­sel ve azın­lık dil­le­ri­nin öğ­re­til­me­si ve bu dil­ler­de eği­tim ya­pıl­ma­sı ile ka­mu­sal alan­da kul­la­nıl­ma­sı­nı ön­gö­rü­yor. Fa­kat “Şar­t”, elim­de­ki bil­gi­le­re gö­re, sa­de­ce Da­ni­mar­ka ta­ra­fın­dan uy­gu­lan­mış. Fran­sa, İn­gil­te­re, İtal­ya, İs­pan­ya ve Avus­tur­ya, “Şar­tı­” im­za­la­mış, fa­kat onay­la­ma­mış. İs­veç, Tür­ki­ye, Yu­na­nis­tan ve Bul­ga­ris­tan ise, “Şar­tı­” im­za­la­ma­mış bi­le. Bu du­rum, AB’­ye üye ül­ke­ler­de, ana­dil­de ya­yın ve eği­tim ile ana­di­lin ka­mu­sal alan­da kul­la­nıl­ma­sı ko­nu­la­rın­da ga­yet fark­lı dü­zen­le­me­ler ol­du­ğu­nu or­ta­ya ko­yu­yor. Ana­dil­de eği­tim ve ana di­lin ka­mu­sal alan­lar­da kul­la­nı­mı hu­su­sun­da AB he­nüz yer­leş­miş bir stan­dart ve norm­dan hay­li uzak… Bu du­rum­da, Tür­ki­ye açı­sın­dan bir uyum mec­bu­ri­ye­ti yok. Stan­dart bir uy­gu­la­ma or­ta­ya çı­kın­ca Tür­ki­ye bu­nu de­ğer­len­di­rir. Se­çim ba­ra­jı­na ge­lin­ce, AB ül­ke­le­ri­nin 9’un­da ba­raj yok, ge­ri­ye ka­lan­lar­da ise ba­raj % 2 ile % 5 ara­sın­da de­ği­şi­yor. % 10 ba­ra­jın ada­let­le bağ­daş­tı­rı­la­ma­yan so­nuç­la­ra ve çok cid­di bir tem­sil so­ru­nu­na yol aç­tı­ğı­nı bi­li­yo­ruz. Ba­ra­jı % 3’e in­dir­me­li­yiz…
DÜN­DAR: Gü­zel de, Tür­ki­ye­’nin için­de bu­lun­du­ğu ko­şul­lar­da bun­lar atıl­ma­sı zor adım­lar de­ğil mi?
SOS­YO KÜL­TÜ­REL FARK­LI­LIK­LA­RIN BA­RIŞ İÇİN­DE YA­ŞA­YA­CA­ĞI Sİ­YA­Sİ SİS­TEM GE­REK­Lİ
ELEK­DAĞ: Bu öne­ri­ler Tür­ki­ye­’ye de­mok­ra­tik bir top­lum ya­pı­sı ka­zan­dır­ma­yı ön­gö­rü­yor. Ay­ni za­man­da, PKK’­nın elin­den “Kürt hal­kı­na hak­la­rı ve­ril­mi­yo­r” id­di­ası­nı ala­rak ulus­la­ra­ra­sı alan­da Tür­ki­ye­’ye kar­şı yü­rü­tü­len ka­ra­la­yı­cı kam­pan­ya­ya son ve­re­cek… Ama ger­çek amaç, ka­tı­lım­cı ve ço­ğul­cu de­mok­ra­si­yi oluş­tur­mak ve sos­yo-kül­tü­rel fark­lı­lık­la­rın ba­rış için­de bir ara­da ya­şa­dı­ğı bir si­ya­si sis­tem ya­rat­mak… Bu amaç­la, be­lirt­miş ol­du­ğum dört alan­da­ki adım­lar, PKK ile mü­ca­de­le­de alı­na­cak so­nuç­lar­dan ta­ma­men ba­ğım­sız ola­rak atıl­ma­lı­dır. Zi­ra, kül­tü­rel hak­la­rı­nı kul­la­na­bi­len, top­lum gö­zün­de kim­li­ği gü­ven­ce al­tı­na alı­nan, eşit va­tan­daş­lık hu­ku­kun­dan is­ti­fa­de eden, re­fah ma­ka­sı­nın ka­pa­tıl­ma­sı yo­lun­da­ki ön­lem­ler­den ya­rar­la­nan ve ulus dev­let ya­pı­sı­nı boz­ma­ya­cak şe­kil­de ye­rin­den yö­ne­tim ta­lep­le­ri kar­şı­la­nan Kürt top­lu­mu­nun, PKK’­ya ver­di­ği des­tek za­yıf­la­ya­cak ve et­ki ala­nı da­ra­la­cak olan te­rör ör­gü­tü­nün bü­yük bir ola­sı­lık­la za­man­la tec­rit edil­me­si ve mar­ji­nal­leş­me­si ko­lay­la­şa­cak­tır… Böy­le bir or­tam­da ya­şa­yan Kürt kim­lik­li hal­kı­mız, sı­nır öte­sin­de­ki iki Kürt dev­le­ti­ne ba­kın­ca, ora­lar­da im­re­ni­le­cek bir şey gö­re­me­ye­cek­tir.
DÜN­DAR: Bir de, böl­ge­nin te­rö­rist üre­ten sos­yo-eko­no­mik ya­pı­sı­nı de­ğiş­tir­mek ge­re­ki­yor…
TE­RÖ­RİST ÜRE­TEN SOS­YO EKO­NO­MİK YA­PI OR­TA­DAN KALK­MA­LI
ELEK­DAĞ: Ta­ma­men öy­le, genç­le­rin ova­dan da­ğa çık­ma­sı­nı en­gel­le­me­nin yo­lu­nun, ül­ke­mi­zin te­rö­rist üre­ten sos­yo-eko­no­mik ya­pı­sı­nın de­ğiş­ti­ril­me­sin­den geç­ti­ği ger­çe­ği­ne, bu­gü­ne ka­dar ge­rek­li ön­ce­li­ğin ve­ril­di­ği söy­le­ne­mez. Ge­le­cek­ten umu­du­nu yi­tir­miş, iş­siz, pa­ra­sız, eği­tim­siz ve çev­re­si ile dev­le­te öf­ke­li olan bu böl­ge­nin genç­le­ri, her tür­lü et­ki ve pro­vo­kas­yo­na açık­tır­lar ve bu hal­le­ri ile PKK’­nın ağı­na düş­me­ye ha­zır te­rö­rist aday­la­rı­dır. De­mek ki PKK so­ru­nu­na çö­züm bul­ma­da ki­lit un­sur­lar­dan bi­ri, te­rö­rist üre­ten sos­yo-eko­no­mik ya­pı­yı de­ğiş­tir­mek olu­yor. Bu so­ru­nun çö­züm yo­lu, ka­mu gi­ri­şim­ci­li­ği­ne da­ya­lı kap­sam­lı bir eko­no­mik ve sos­yal kal­kın­ma prog­ra­mı çer­çe­ve­sin­de böl­ge­de is­tih­dam ve iş­ti­ra gü­cü ya­ra­tıl­ma­sın­dan, eği­tim­le sağ­lık alan­la­rın­da hız­lı bir se­fer­ber­lik baş­la­tıl­ma­sın­dan ge­çi­yor. Bu da an­cak, dev­let ya­tı­rım­la­rıy­la ka­mu ik­ti­sa­di te­şeb­büs­le­ri kur­mak ve bu şe­kil­de is­tih­dam ve ge­lir ya­rat­mak­la olur… Dev­let ta­ra­fın­dan fab­ri­ka­la­rın ku­rul­ma­sı ile is­tih­da­mın sağ­lan­ma­sı, böl­ge hal­kın­ca dev­le­tin ken­di­le­ri­ni sa­hip­len­di­ği ve ko­ru­yu­cu ve kol­la­yı­cı gö­re­vi­ni üst­len­di­ği şek­lin­de al­gı­la­na­cak, böl­ge­de ya­şa­yan va­tan­da­şın ken­di­ni va­tan­daş gi­bi his­set­me­si­ne yol aça­cak­tır.
DÜN­DAR: Ne var ki, PKK, eko­no­mik ve sos­yal alan­da­ki pro­je­le­ri tah­rip edi­yor, bun­la­rı ken­di var­lı­ğı­na teh­dit ola­rak gö­rü­yor.
TE­RÖR­LE MÜ­CA­DE­LE SÜR­ME­Lİ, PKK MUT­LA­KA Sİ­LAH BI­RAK­MA­LI
ELEK­DAĞ: Bu da bi­zi te­rör­le mü­ca­de­le stra­te­ji­si­ne ge­ti­ri­yor. Sa­de­ce gü­ven­lik­çi ön­lem­le­re odak­la­nan bir stra­te­ji ile PKK/Kürt so­ru­nu­nu çöz­me­nin müm­kün ola­ma­ya­ca­ğı Tür­ki­ye­’nin 30 kü­sur yıl­lık de­ne­yi­mi ile sa­bit­tir. An­cak, te­rör so­ru­nu var­lı­ğı­nı sür­dür­dü­ğü müd­det­çe, hem bi­re­yin hem de dev­le­tin gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı, dev­le­tin var­lı­ğın­dan kay­nak­la­nan bir so­rum­lu­luk­tur. Bu ba­kım­dan te­rör­le mü­ca­de­le en et­kin bi­çim­de sür­dü­rü­le­cek­tir. 
Geç­miş­te ya­pı­lan bü­yük ha­ta­lar­dan ders alı­na­rak PKK ile mü­ca­de­le stra­te­ji­si şu esas­la­ra da­yan­ma­lı­dır: 
1) Si­lah bı­rak­ma­dı­ğı sü­re­ce PKK ve­ya Öca­lan ile as­la mü­za­ke­re edil­me­me­li­dir. Elin­de si­lah ol­ma­sı ne­de­niy­le PKK, Kürt si­ya­se­ti­ni te­ke­li­ne al­mış ve BDP ile on­dan ön­ce­ki par­ti­le­ri söz­cü­sü gi­bi kul­lan­mış­tır. Ör­ne­ğin,, BDP, PKK’­nın amaç ve he­def­le­ri­ni, san­ki oy­la­rı­nı al­dı­ğı et­nik ta­ba­nın eği­lim ve ta­lep­le­riy­miş­çe­si­ne açık­la­mak zo­run­da kal­mış­tır. Eğer HDP ve li­de­ri De­mir­taş so­ru­nun de­ğil de, çö­zü­mün bir par­ça­sı ya­pıl­mak is­te­ni­yor­sa -ki, bu he­def­len­me­li­dir- PKK’­nın bas­kı­sın­dan mu­hak­kak kur­ta­rıl­ma­lı­dır­lar. Bu­nun için de ör­gü­tün et­ki­siz ha­le ge­ti­ril­me­si zo­run­lu­dur.
2) TBMM ye­gâ­ne çö­züm ye­ri ola­rak ka­bul edi­le­cek­tir. 
3) Hal­kın mu­ha­tap alın­ma­sı ve si­vil si­ya­set ka­na­lıy­la çö­züm aran­ma­sı için me­ka­niz­ma­lar oluş­tu­rul­ma­lı­dır. 
4) PKK/PYD teh­di­di ön­ce­lik­li iç ve dış teh­dit ola­rak sap­tan­ma­lı, Mil­li Gü­ven­lik Si­ya­set Bel­ge­si­’ne bu ni­te­li­ğiy­le kay­de­dil­me­li ve as­ke­ri güç­le PKK’­nın böl­ge­de­ki ha­ki­mi­ye­ti­ne son ve­ri­le­rek va­tan­daş­la­rı­mı­zın PKK tut­sak­lı­ğın­dan kur­ta­rıl­ma­sı ve ira­de­le­ri­ni ser­best­çe or­ta­ya ko­ya­bil­me­le­ri sağ­la­ma­lı­dır. Tür­ki­ye­’nin var­lı­ğı­na bü­tün­lü­ğü­ne kas­te­den bu teh­di­din üs­tü­ne mil­li se­fer­ber­lik an­la­yı­şıy­la gi­dil­me­li­dir. 
5) Tür­ki­ye, elin­de­ki kuv­vet­li eko­no­mik ve si­ya­si koz­la­rı kul­la­na­rak Bar­za­ni­’nin top­rak­la­rın­da­ki PKK un­sur­la­rı­nı de­fet­me­si­ni sağ­la­ma­lı, bu bas­kı­lar so­nuç ver­mez­se ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk­tan do­ğan mü­da­ha­le hak­kı­na baş­vur­mak­tan çe­kin­me­me­li­dir. Es­ki­sin­den fark­lı bir du­rum mev­cut. Ar­tık, PKK ele­ba­şı­la­rı ve mi­li­tan­la­rı­nın, Su­ri­ye gi­bi, gi­de­cek bir yer­le­ri var. Bu ba­kım­dan, Tür­ki­ye, bu yol­da­ki bas­kı ve ey­lem­le­rin­den da­ha ko­lay so­nuç ala­bi­lir.
6) Ge­nel­kur­may es­ki Baş­ka­nı Işık Ko­şa­ne­r’­in ba­sı­na sı­zan ko­nuş­ma ka­yıt­la­rın­da­ki çar­pı­cı ve sar­sı­cı açık­la­ma­lar TSK’­nin özel­lik­le Gü­ney­do­ğu­’da ta­ma­men pro­fes­yo­nel ya­pı­ya geç­me­si­nin zo­run­lu ol­du­ğu­nu gös­te­ri­yor. Ke­za, TSK’­nin, sık­let mer­ke­zi­nin do­ğu­ya doğ­ru kay­dı­rıl­ma­sı, ni­ce­lik­sel ola­rak kü­çül­tül­me ve ni­te­lik­sel ola­rak yük­sel­til­me yo­luy­la da­ha et­kin ve çağ­daş bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­rul­ma­sı­nın ge­re­ği her za­man­kin­den da­ha ba­riz bir şe­kil­de or­ta­ya çı­kı­yor. 
7) Tür­ki­ye­’nin te­rö­rist­le­rin gü­ven duy­gu­su­nu or­ta­dan kal­dı­ra­cak, yü­rek­le­ri­ne kor­ku sa­la­cak ve on­la­rı tes­lim ol­ma­ya zor­la­ya­cak, te­re­yağ­dan kıl çe­ker gi­bi ha­va/ka­ra ope­ras­yon­la­rı ya­pan uçar bir­lik­le­re ih­ti­ya­cı var. Bun­lar, te­rö­rist ele­ba­şı­la­rı­nı bas­kın­la in­le­rin­den ka­çır­ma­lı ve ada­le­te tes­lim et­me­li­dir. İs­ra­il 4200 km. uzak­lık­ta­ki En­teb­be­’ye bas­kın ya­pa­bi­li­yor­sa, TSK’­nin ya­nı ba­şı­mız­da­ki PKK üs­le­ri­ne böy­le bir ope­ras­yon ya­pa­ma­ma­sı ka­bul edi­le­bi­lir mi? /

BİTTİ (17.09.2015, SÖZCÜ)

*****

İlker Başbuğ ile Uğur Dündar'ın 
PKK Söyleşisi

Türk-Kürt çatışması yaratıp uluslararası platforma taşımak isteyenler var!..


Sevgili okurlarım,
Bölücü terör örgütü PKK, ölüm yağdırıp, ülkemizi kan gölüne çeviriyor. Peş peşe gelen şehit haberleri vatanını seven herkese derin acılar yaşatıyor. ABD ve Avrupa basını, Güneydoğu Anadolu’da yaşananları iç savaşla boğuşan Irak ve Suriye’ye benzetiyor.

Bugünden itibaren köşemde “terörü” tüm yönleriyle ele alan bir dizi röportaj yayınlıyorum. 
Zira terörün tırmanışa geçmesinin nedenleriyle hedefini irdelemenin, tarihi bir sorumluluk ve kaçınılmaz yurttaşlık görevi olduğuna inanıyorum. Röportajlarda zihinlere takılan tüm sorulara cevap aramaya çalışacağım.

İlk konuğum Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
 
26. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ.
Yarından itibaren de yaşadığımız coğrafyadaki gelişmelerle ilgili tüm öngörüleri doğru çıkan bilge diplomat, Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ konuğum olacak.

Emekli Orgeneral İlker Başbuğ
’a sorularım ve aldığım cevaplar şöyle:
http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/ugur-dundar/turk-kurt-catismasi-yaratip-uluslararasi-platforma-tasimak-isteyenler-var-934419/, 14 Eylül 2015, SÖZCÜ

***
UĞUR DÜNDAR: Sayın Başbuğ, siz Türkiye’de “Kürt sorunu” olmadığını söylüyorsunuz. Neden?

TÜRKİYE’DE KÜRT SORUNUYOK; TERÖR SORUNU VAR
İLKER BAŞBUĞ: Evet öyle söylüyorum. Türkiye’de “etnik sorun” diğer bir deyişle 
“Kürt sorunu” yoktur.
 Ancak, bazıları hep “Kürt sorunu” (etnik sorun) olduğunu öne sürdüler. Buna itiraz ederek sorun “Kürt Sorunu” değil, terör sorunudur, dedik.

DÜNDAR:
 “Kürt sorunu” olmadığını neye dayanarak söylüyorsunuz?

BAŞBUĞ:
 Şuna dayanarak söylüyorum: Türkiye, nüfus yapısı açısından homojen bir durumda değildir. Türkiye’de etnik kökenleri farklı insanların var olduğu bir gerçektir. Etnik farklılıklar kendi başına bir önem ifade etmez. Önemli olan etnik farklılıkların, ayrımcılığa 
yol açmamasıdır.


DÜNDAR:
 Ayrımcılık derken neyi kastediyorsunuz?

BAŞBUĞ:
 Sosyolojik anlamda ve bilimsel açıdan, Türkiye’de “Kürt sorunu” varsa, bu iddiada bulunanların, günlük hayat gerçekleri içerisinde, kendisini “Kürt” olarak tanımlayan vatandaşlara, eğitimde, iş alanlarında, yerleşim yerlerinde, kısacası Türkiye’nin 
her yerinde ayrımcılık yapıldığını ortaya koymaları gerekir.
 Böyle bir şey, bugüne kadar olamamıştır. Yok olan şeye var denilemez.

DÜNDAR:
 Ayrıcalık uygulanması halinde sonuçları ne olur?

BAŞBUĞ: Etnik çatışma olur. Etnik çatışma, farklı etnik gruplar arasında olur.
Ülkede etnik çatışma yaratmak isteyenler, bu amaçlarına ulaşabilmek için, toplumu etnik farklılıklar açısından, derin bir şekilde bölünmüş bir topluma dönüştürmeye çalışırlar. Bu durumda da etnik çatışma kaçınılmaz olur.

DÜNDAR:
 Türkiye son iki aydır, kanlı ve karanlık bir süreç yaşıyor. Her güne yeni bir terör eyleminin haberi ile uyanıyoruz. Tarifsiz üzüntüler ve acılar içindeyiz. Bu eylemleri gerçekleştiren PKK terör örgütünün sizce amacı ve varmak istediği hedefler neler?
TÜRKLER İLE KÜRTLER KARŞI KARŞIYA GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
BAŞBUĞ: Bakın, bugüne kadar PKK uyguladığı terör ve şiddetle Türkiye’de “terör sorunu”nu,
“Kürt sorunu/etnik soruna” dönüştüremedi. Türklerle, Kürtleri karşı karşıya getiremedi.
Şimdi, yapılmak istenilen budur.


DÜNDAR
: Türklerle, Kürtlerin karşı karşıya gelmesinden endişeli misiniz?

BAŞBUĞ
: Evet. Bazı kentlerimizdeki işyerlerinin Kürtlere ait diye yakılıp, yıkıldığına, bölgeye giden otobüslere saldırıldığına, Kürt diye insanların dövüldüğüne şahit oluyoruz. Bu yaşananlar, iş yerlerinde, yerleşim yerlerinde etnik kökenlere bakarak ayrımcılık uygulamalarına dönüşürse, işte o zaman Türkiye’de “Kürt sorunu/etnik sorun” var olduğunu bütün dünyaya göstermiş olursunuz. Böyle bir Türkiye’yi görmeyi arzu eden 
ülke ve kişilerin olduğunu da unutmayalım. Böyle davranışlar, ülkeyi felakete sürükler.
TÜRKİYE’NİN KÜRT SORUNU SARMALINA GİRMESİNİ İSTEYENLER VAR
DÜNDAR: Bundan sonrası ne olur?

BAŞBUĞ
: Etnik sorunun var olması halinde, farklı etnik grupların bir arada yaşaması zorlaşır. Buradan da ortaya etnik çatışma çıkar. Baştan beri en korktuğumuz da budur. Bugüne kadar, PKK’nın başaramadığını, aman bazıları bilinçsizce ve alet olarak yapma gafletine düşmesinler. Sağduyu, soğukkanlılık şart. Unutmayın, Türkiye’nin bir “Kürt sorunu/etnik sorun” sarmalına girmesini isteyenler var. Onların amaçlarına hizmet edilmemeli.

DÜNDAR
: Sorumlu ve yetkili makamdakilere bir şey söylemek ister misiniz?

BAŞBUĞ: Türkiye’nin karşılaşabileceği en büyük tehlike, yürütmekte olduğu terörle mücadelenin uluslararası zemine taşınması ve orada tartışma konusu haline getirilmesidir.
 Türkiye, bu konuda çok dikkatli olmak ve ne olursa olsun bu şekildeki gelişmeleri engellemek zorundadır.
KİMSE TÜRK MİLLETİ’NİN GÜCÜNÜ SINAMAYA KALKMASIN

DÜNDAR: PKK terör örgütüne, destekleyenlere, yardım edenlere bir sözünüz olacak mı?

BAŞBUĞ:
 Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milleti’nin gücünü sınamaya kalkmayın. Kaybeden siz olursunuz.

DÜNDAR:
 Topluma son bir mesajınız var mı?

BAŞBUĞ:
 Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve her türlü zenginliğiyle bütün vatandaşlarını daha güzel geleceğe taşıyacak olanaklara sahiptir. İhtiyaç duyduğumuz tek şey, barış ve huzur ortamı içinde, yüzyıllardır olduğu gibi, sırt sırta, omuz omuza yaşama arzumuzun korunup, devam ettirilmesidir.

DÜNDAR: Teşekkür ederim Sayın Başbuğ.


BAŞBUĞ:
 Ben de hem size, hem de Sözcü’ye teşekkür ederim.

NOT:
 Daha geniş bilgi arayan meraklılar İlker Başbuğ’un, 2011 yılında çıkan 
“Terör Örgütlerinin Sonu” adlı kitabına bakabilirler.
*****